Yazı kategorisi: Güncel

Biriktiricilik (İstifçilik/Dispozofobi) ve Freud

KPDB ve Dispozofobi

Kompulsif veya Patolojik Tavır/Davranış Bozukluğu: Kaplar, elbiseler, kitaplar, ehemmiyetsiz e-postalar, faturalar, gazeteler, meyve kabukları, meyve çekirdekleri gibi, başka insanlara afaki sayıda gelecek şekilde ve saçma görünen bir hayli şeyi biriktirmek ya da atmakta zorlanmak. Dispozofobi, kişilerin “discard”/”dispose”,”fobi” yani atma/elden çıkarma korkusu olarak tanımlanır. İngilizcedeki “messy” sözcüğünden türetilmiş, dağınıklık sendromu yani “messie sendromu” olarak da anılır. İleri derece psikolojik davranış bozukluğu olarak her şeyi biriktirme hastalığı olan “Dispozofobi” olarak tanımlanmaktadır. OKB Obsesif Kompulsif Bozukluktur.

Psikoseksüel Gelişim’de Anal Dönem Evresiyle İlişkisi (Freud)

Baştan belirtmek isterim ki, İtalik yazı stiline sahip paragraflar alıntı sözlerden oluşmaktadır. Bu kadar alıntı söz vermemin temel amacı, bu konuyu daha net ve sağlam kavramanızdır. Bu konu hafife alınacak bir konu değildir. Günümüz dizilerinde bile konu olan biriktiricilik veya diğer adıyla istifleme problemi gün geçtikçe artmaktadır. Temel sebep kaygıların ve stres bozukluğunun artışı olduğu belirlenmekte fakat Freud ve fikirdaşları bu konuyu bireyin gelişim bozukluğuna bağlamaktadır. Bu tip şahıslar genellikle bir problem sonrası istiflemeye başlamaktadır. Bu konuyu ele alan TLC kanalı Çöp Evler ve TRT Belgesel İstifçiler dizilerini izlemeni öneririm. Bazılarında istifleme oranı azken, bazılarında arta kalan eti bile istifleyecek oranda bozukluk görülmektedir. Bahsi geçen hastalar toplumda hoş karşılanmaz çünkü atılması gerekenin yeri çöptür veya bir ambalaj soyulmuşsa çöpe atılması gerektiği öğretisiyle eğitilirler. İstifçiler genelde dikkatli ve zekidir. Bir pirinç tanesinin yerini değiştir veya al ondan kaçmaz. Uzmanlara göre bu bozukluk zamanla yer edinerek içgüdüsel hareketlere yol açabilmektedir. İstifçi, istiflediklerini genel olarak lazım olur düşüncesiyle saklar. Kendini bu şekilde güvende hisseder. Asıl sebep bu güvensizliğe neden olan olay veya gelişim bozukluğudur. Bir kişinin hayatında travma yaratacak derecede güveni sarsılırsa devam eden hayatında kendini güvene almak isteyecektir. En ufak senin benim de yaptığım parasızlık çekince para kıymeti bilmek ve parayı biriktirerek kendini güvene alma düşüncesidir. Bu düşünce insanın doğasında vardır. Düşünceyi kişisel bozukluk haline getiren ileri derece saplantılardır. Sana uzun ve sıkıcı makale cümleleriyle hitap ederek yazıyı uzatmak istemem. Freud’a gelelim. Freud, bu istifçiliğin temelinin Oral Dönemi izleyen Anal Dönemdeki tuvalet eğitiminde yanlışlar ve eğitim eksikliğinden geldiğini düşünüyor. Diyor ki;

Para istiflemenin dışkı tutmanın sembolik gösterimi olduğunu ve anal üçlüde (düzenlilik, cimrilik, inatçılık) yer alan cimriliğin çatısını
oluşturduğunu ifade etmiştir. Freud (1908)

Yani 12.-36. aylar arasında bebeklik içgüdüsüyle saklanan dışkı bir kişilik bozukluğu başlangıcı olabilir diyor. Hepimiz bebek görmüşüzdür. Bazı bebeklerde sümük saklama görülür. Annesi burnunu silmeye çalıştıkça yıkılır ortalık. Sana da bu konuyla alakalı gelmiyor mu?

Bazı Freud’u destekleyen alıntılar;

Jones, istifleme kavramına nesneleri biriktirmeyi eklemiş ve anal üçlünün obsesif kompulsif bozukluğun gelişiminde öncü rol oynadığı ve anal tutucu kişiliği oluşturduğunu belirtmiştir. (1913)

İstifleyici bireylerin bazılarının evlerinde dışkılarını biriktirmeleri psikoanalitik kuramı destekler niteliktedir (Bulut ve ark. 2014).


istifleme yönelimini başkalarından şüphe ve çekilme ile karakterize
üretken olmayan karakterin dört tipinden biri olarak tanımlamış ve bireylerin koleksiyon yapma ve saklama davranışını kendilerine güvenlik duygusu yaratma amacını taşır.Fromm (1947)

Bebek gelişti… zamanla bir de travma geçirdi bir anda o sümük veya dışkı saklama cimriliği kat kat büyüyerek OKB seviyesine geldi. Bu durumdaki yetişkin bireylerde, kendini suçlama, özgüven eksikliği ve hatırlama çabası görülür. Kendilerini garanti altına almaya çalışırlar. Bu bir kamera, yazı, ses kaydı veya şahit birisi olabilir ve bu güvencelerin en büyük temeli lazım olur diye ayırdığı istiftir.


İstiflemenin bellek ve dikkat zorlukları, organizasyon, sınıflandırma ve karar verme ile ilgili bilgi işlem eksikliklerinden kaynaklandığı belirtilmektedir (Tolin ve ark. 2011).

İstifleyiciler belleklerine güvenmemekte ve hatırlama ve bilgiyi kaydetmeye aşırı önem vermektedirler (Frost ve ark. 1993).

Önerdiğim dizilerde göreceksin ki, bu istifçi bireylerde istiflenen nesnelere karşı bir duygusal bağ gelişir. Mesela bir poşet kullanmıştır onu atmaz, sürekli yanında taşır, yırtılsa bile diker ama asla atmaz. Poşet, zamanla istifçinin arkadaşı gibi hissettirir. Bunun sebebi ortadadır. Arkadaş arkanı kollayan eş anlamlarından türetilmiştir. İstifçiyi güven altına alan nesneler OKB’li birey için güvence sağlıyor yani arkasını kolluyor düşüncesi hissettirecektir.

Kompulsif istifleyiciler sahip oldukları nesneleri kendilerinin
uzantıları gibi görür ve onları insansı nitelikleri varmışçasına algılar. Diğer kişiler o
maddelere dokunduklarında, yerlerini değiştirdiklerinde veya attıklarında istifleme
bozukluğu olan birey kendisine saldırıldığını ve çevresi üzerindeki kontrolü kaybettiğine inanır (Frost ve Hartl 1996).

Tedavi

Hekimlerin ve klinik psikologların uzmanlık alanı ve önemli bir konu. Bu bireyler genelde bir takım ilaçlar sayesinde sakinleştirilir ve dost telkinler verilerek zihinsel rahatlama sağlanır. Durum ne kadar ağırsa o kadar fazla zaman gereklidir. Kesin çözümü olmayabilir bu konu kişinin psikoanalitik kişilik yapısıyla alakalı olup hekim veya klinik psikiyatrinin uzmanlığı ve yaklaşımıyla da bağlantılıdır. Bu konuda yapılmış bir çalışma;

Saxena ve arkadaşlarının (2007) yaptıkları ileriye dönük ve kantitatif bir çalışmada,
kompulsif istifleyici (n=32) ile istifleyici olmayan (n=47) OKB hastalarına 12 hafta
süreyle tek başına paroksetin tedavisi (ortalama doz, 41.6±12.8 mg/gün) uygulanmış ve
istifleyici bireylerin, diğer OKB hastalarına benzer şekilde paroksetine yanıt verdikleri
saptanmıştır. Tedavi sonunda istifleme belirtilerinin ve şiddetinin %25 oranında azaldığı bildirilmiştir. Aynı şekilde Y-BCOS’ta da %23 lük bir azalma elde edilmiştir. Buna benzer çalışmalar ile eldeki verilerin arttırılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
(Saxena ve ark. 2007)

Hayvan çalışmalarında dopaminerjik sistemin istiflemede anahtar rol oynadığı bildirilmiştir (Stein ve ark.1999).

Bilgilendirme amaçlı yazımı beğendiysen yorum kısmında bana fikrini belirtebilir ve ek bilgilerle yardımcı olabilirsin.

LiveTerra, hayatın içinden bilgiler.

-Mustafa BAHAR

Kaynaklar ve Alıntılar

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2015;7(3):319-332
doi:10.5455/cap.20141220023913 https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/115207

 Dinçmen K. Psikiyatri/Psikosomatik Tıp, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2005

https://www.acibadem.com.tr/ilgi-alani/obsesif-kompulsif-bozukluk-okb/

https://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/29/obsesif-kompulsif-bozukluk

Sadock BJ, Sadock VA, Ruiz P. Kaplan&Sadock Psikiyatri: Davranış Bilimleri/Klinik Psikiyatri (Çeviri: A. Bozkurt), 11.baskı. Güneş Tıp Kitabevleri, Ankara-İstanbul, 2016

LiveTerra ekibi olarak sizlere en güncel bilgileri, en doğru kaynaklardan sunuyoruz.

Reklam

Yazar:

Eğitimci - Araştırmacı - Yazar https://liveterra.online/

Biriktiricilik (İstifçilik/Dispozofobi) ve Freud” için 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s