Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

VEDA 22’

Yunus abinin de dediği gibi; “ Vah dervişim yollar taş, fallar boş, işler yaş… Sallanıyor tepede geçmişin kopardığı onca kesik baş. Sen sarhoş, ben geçmiş. Kim bulmuş, kim ermiş. Gönül sualler ile taştı doldu.”

Gönlümüz sualler ile, gözlerimiz yaş ile doldu taştı bugünlerde. Her gönül bir dostu arar oldu. Merhem olunacak yaralar birer birer açıldı sinelerde. Zihinlerimiz kuruldu birer saat gibi hasretle. Boğazı düğüm düğüm bir başı sınuğum. Soruyorum size. Saat kaç efendim?

Saatiniz şuan kaç; kaçta okuyor ya da dinliyorsunuz beni bilmiyorum. Ama saat kaç olursa olsun şunu biliyorum. Bir, iki, üç. Tıp. Sustuk, sustuk, sustuk, konuştuk. Konuştuk, konuştuk, konuştuk ama hep sustuk. Konuşa konuşa harcadık. Susa susa tükettik. Bir sessizlik dehlizine tutsak olduk. Tüketiyoruz ömürlerimizi, zamanımızı, hevesimizi, nefesimizi.

Tesadüfün işi yoktur ya. Düşürdü yine aklıma Nikos Kazancakis’in Zorba’sında geçen o kesiti. “ Ya bize akıl versin, yada ameliyat etsin bizi. Yoksa sen beni dinle patron, halimiz haraptır.”

Hayatımız bir saklambaç, bizler ise bu oyunda ebe. Sabırla, inatla ilerlediğimiz bu yolda tek tek bulmaya çalışıyoruz saklı kalan yanlarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları, bizi büyütecekleri. Kimi zaman bulmaktan korkuyor, kimi zaman ise cesurca ortaya koyuyoruz hislerimizi. Kimi zaman yılgınız bu oyunda, kimi zaman ise inançlı. Peki neden bir yanımız inanç ile sarılırken, diğer yanımız yorgun düşüyor? Hiç düşündünüz mü?

Ben düşündüm. Aynı çağında aynıları yaşayıp, aynıları düşünüyoruz. Kelimelerin ağırlığını, cümlelerin derinliğini sorgulamıyoruz. Hatta bir kitaba, bir şarkıya değerde vermiyoruz. Ta ki düş kırıklıklarımıza kadar. Ne zaman ki yara alıyoruz, o vakit hatırlıyoruz. Büyüyoruz. Sahi gerçekten yaşıyor muyuz? Yaşıyor isek, ben size rastlamadım.

Gözler nemlenip, günler akıp giderken, içimizdeki sessizlik çığ gibi büyürken, her şeyden bir haber tükenip gidiyor ömrümüz. Halil ECER’in dediği gibi; “ Hepimizi var eden, birazda anlatamadıklarımızdır.Anlatacağımız yerden kırılıyoruz. İnsana anlatamadıklarını kara toprağa anlatacak bazı insanlar. Hiçbir yokluk bu kadar acı vermeyecek. “ diyor ya.

Çok doğru değil mi? Derdimizi, neşemizi, özlemimizi; biçare gönlümüz ile birlikte dillendirmeden , birbirimize anlatıyoruz. Ne bir omuz, ne bir dost eli. Yoksunluğu yaşıyoruz. Tükettik, harcadık. Hatta yaşamıyoruz. Dünya bir kabristan. Gönlümüzce, yalınca, hasret çekiyoruz.

Radyonun sesini açtım. Kulak verin sözlere. “ Dövün giden, dövün eziyetine Çare de senden, gam da senden.”

Merhem olun kendinize. Vesselam. Sağlıcakla kalın ey ehl-i 🌍. Sağlıcakla…

Reklam

VEDA 22’” için bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s