11 Ocak 1965’te, Amsterdam’ın Dam Meydanı’nda gerçekleşen bir sanatta, başarısız tıp öğrencisi New Age tıp devrimcisi Bart Huges kendi kendine açılan kafa yarasını ortaya çıkarmaya başladı. Yani kafasına bir kapak koyma hayali vardı. Dinleyicileri Avrupa’daki en groovi, en psychedelic fikirli insanlardan bazılarından oluşmasına rağmen, otuz iki metrelik day-glo cerrahi gazlı bezin altında yatan şey için çok az kişi hazırlanabilirdi: doğrudan Huges’un beyninin dış katmanlarına açılan boşluklu, ürkütücü bir delik!
Trepanasyon, kişinin kafatasına bir delik açma eylemi, kökleri tarih öncesi uygarlığın mistik / terapötik uygulamalarına dayanır. Arkeologlar, Antarktika hariç her kıtada trepanlı kemik parçalarını ortaya çıkardılar ve bazı örnekler M.Ö. 10.000 yılına kadar uzanıyor.
Hipokrat gibi Yunan doktorlar, travmatik kafa travmasının hastanın kafatasına zarar verdiği durumlarda trepanasyonlar yaptılar.
Emme ve aydınlatmadan önceki günlerde, trepanasyonlar açık havada, güneşte, hasta dik otururken yapıldı.
Romalı cerrahi öncüsü Galen, beyin kanamasının neden olduğu kafa içi basıncı hafifletmek için prosedürü kullandı. Benzer bir ameliyat bugün hala “kraniektomi” terimi altında tartışmalı bir şekilde kullanılmaktadır.
Ancak Huges, herhangi bir akut fiziksel travmayı hafifletmek için kafasında bir delik açmadı. Tamamen fizyolojik bir bakış açısından, sağlıklıydı. Otobiyografisi “Bore Hole”da kendi kendine trepanning deneyimini anlatan öğrencisi Joe Mellen de öyleydi. Joe’nun karısı Amanda Fielding de öyleydi ve trepanasyonu korkunç kısa film “Heartbeat and the Brain”e konu oldu.
Bu süreçte kullanılan psikoaktif ilaçlar ayrıca beynin metabolizmasını önemli ölçüde hızlandırabilir, ancak etkileri daha ağırdır. Bedeni hızla yıpranır. Huges, pot ve LSD gibi “psikovitaminlerin” kullanımını teşvik etti (kızı Maria Juana adlı adam). Ancak, beyin kan hacmindeki büyük artışların, büyük miktarlarda glikozun yutulmasını gerektirdiğine dikkat çekti. Sıradan bir asit gezisi için, önerilen dozaj bir kilo şekerden daha az değildir!
Bütün bunlar şimdiye kadar mantıklı mı? Huges, birçok bilim insanının ve gazetecinin, ilk olarak “Homo Sapiens Correctus” başlıklı bir parşömende yayınlanan çalışmalarına verdiği derin olumsuz tepkiye şaşırdı (çılgın bilim adamları için kısa bir not: şüpheci akademisyenleri devrimci bir teoriye ikna etmek istiyorsanız, muhtemelen bulgularınızı kaydırma biçiminde açıklamamak en iyisidir. İnsanları korkutmadan kafa karıştırarak…)
Huges hippi aydınlanmasına doğru bu garip acımasız yolda onu takip etmeye çok az kişiyi ikna etti. Ancak topladığı destekçiler davaya son derece bağlıydı. Amanda Fielding, trepanasyonun tüm vatandaşlar için serbestçe erişilebilir olması gerektiği platformunda iki kez İngiliz Parlamentosu’na aday oldu. 1983 yılında yerel bölgesinde 139 oy aldı. Peter Halvorson, prosedürün yararları üzerine bilimsel araştırmaları teşvik eden Uluslararası Trepanasyon Savunma Grubu’nu (ITAG) kurdu. Kafaya delik açmayı destekleyenler cemiyeti 🙂
Çoğu sinirbilimci, Huges’a karşı hiçbir düşmanlık göstermeden, teorisinin tam bir zırva olduğunu söyleyecektir. Beyin fonksiyonunda rol oynayan kan hacmi değil, kan akışıdır. Ve Houston J. Bob Blacklock’taki Baylor Tıp Fakültesi’nde nöroşirürji doçentine göre, “kafada bir delik açmanın beyne giden kan akışını artıracağına inanmak için hiçbir neden yok.” Günümüzde kafa tramvalarında iç basıncı düşürmek için cerrahi müdahale yapılmakta fakat Huges’ın fikri o dönem şartlarına göre tehlikelidir.
Bununla birlikte, bu blogun üzerine kurulduğu anti-şüphecilik ruhuyla, sanırım, Huges’in teorisi için görünüşte bilimsel bir destek olduğunu belirtmeliyim. ITAG tarafından finanse edilen ve Fiziologiya Cheloveka’da yayınlanan bir çalışmada (söyleyebileceğim kadarıyla gerçek bir bilim tipi dergidir), araştırmacılar trepanned kafataslarının “arteriyel basıncın sistolik yükselmesi sırasında” kafa içi kan hacminde bir artış yaşadığını bulmuşlardır (yani, kalp atışları sırasında viseral olarak kafada zonklama hissi). Filmlerde gördüğünüz beyin kanamalarında kafaya matkapla delik açma sahneleri bir bakıma doğruyu yansıtsa da tabi bu işlem steril bir hastane ortamında yapılmalı. Bu işlemin mucidi de o dönem kafalara delik açacak diye korkulan Huges’ti
Teorinin doğru ya da yanlış olması onu daha az çılgın yapmaz. Bu durum tedavi için kullanılmaya başlasa da tedavi edilemez tek şey kalır, bilim çılgınlığı!
Well, I’m still scratching my head over some sentences here, but it’s all good. I needed a break from this day’s typical thoughts. : )
BeğenLiked by 1 kişi
Thanks👋🏻
BeğenLiked by 1 kişi