Yazı kategorisi: Genel, Yeni, İnsan

ABİS

Bitip gidecek ömrün en güzel kabusudur Abis-i Baki.

Bu kabusun en güçlü neferidir geçmişin yaralarıyla kaplı duygular. Her derin yarada kaybolan umutlar ve tüm parlaklığı yutan  karanlık izler. Sabahın ışığına alışmış ruhlar her sabah yeniden doğarken, onlar gündüzün her saatini kucaklarken ben unutulan ve  herkesin yarı ölü olduğu diyarların baki sancağıyım. Ben gecenin 4’üyüm. Parlak caddelerin altında kaybolan sokak  lambalarının patladığı o karanlık caddenin her zifirisinde canlanan ruhuyum. Işığın ulaşamadığı okyanusun  en abis kuytusunda kibriti ıslanmış biriyim. Çırpınmaya umudum yok. Her şeye yetişebildim ama hayata geç kaldım. Sıfırdan başlasa tekrardan ömür, yaşamın ikincisinde daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz toprakla barışarak her tasamda sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum öncekinde olmadığım kadar. Ciddiyeti unuturdum. Risklere girer bu tehlikelerle eğlenirdim. Çok gezer her yeri öğrenirdim. Kışın dahi doyasıya dondurma yerdim. Kendime hayali sorunlar çıkarmazdım yaşamaya çalışırdım. Yeniden başa dönebilseydim hayatta çok mutlu anılarım olurdu, biriktirir ve mutlu tamamlardım ilk hayatıma kıyasla. Bedenim ruhumun torunu. Yarım kaldı albümüm. Bunu ellerimle yazdım. Bu senaryo benim eserim ve geçtiğim sokaklara cebi boş bir evsiz bırakıyorum. Belki bu bi son değil her insanın geçmesi gereken bi kapıdır. Toprak altındadır belki ruhların dünyası. Yeni bir hayat kazanabilmek için feda edilmesi gereken  bir şeydir belki beden. Kimsesiz bi çocuğun yalnızlığa ihanet etmemek için ailelere bakmadan yürüdüğü bir  rastlantılar bütünüydüm sadece, nasıl kıydın? Hayatımda ilk kez alacağım çiçeğimin mutluluğu içerisinde, bu mutluluğun şerefine çevremdeki tüm canlılara bir ziyafet sunuyorum. Başka bir yerde başka bir şekilde daha mutlu olacağım  yada öyle sanıyorum. Parmak uçlarımda hatıraları uyandırmadan toprağına bırakıyorum kalanları. 

Reklam
Yazı kategorisi: Eğitim, Güncel, Genel, Yeni, İnsan

Psikoloji Nedir?

Psikoloji, insan davranışını ve zihinsel süreçleri inceleyen bir bilim dalıdır. Bu alanda yapılan araştırmalar, insanın zihinsel süreçlerinin nasıl işlediğini, duygularının nasıl oluştuğunu ve davranışlarının nedenlerini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu yazıda, psikolojinin hayatımızdaki öneminden bahsedeceğim.

İnsanların davranışları, düşünceleri ve duyguları, psikolojinin incelenen alanlarıdır. Psikoloji, insanların mutlu, sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürmelerine yardımcı olan bir bilim dalıdır. Psikolojinin farklı alanları, insanların duygusal, zihinsel ve davranışsal sağlığını korumak ve geliştirmek için farklı teknikler sunmaktadır.

Birçok insan, psikolojinin sadece ruhsal bozukluklar ve terapi ile ilgili olduğunu düşünür. Ancak, psikolojinin daha geniş bir kapsama alanı vardır. Örneğin, işletmelerde psikoloji, çalışanların performansını arttırmak ve iş verimliliğini arttırmak için kullanılır. Spor psikolojisi, sporcuların performansını arttırmak ve mücadele etmek için teknikler sunar. Çocuk psikolojisi, çocukların gelişimini ve zihinsel sağlığını korumak için tasarlanmıştır.

Psikoloji ayrıca, insanların hayatında olumlu değişiklikler yapmalarına yardımcı olabilir. Örneğin, stres, kaygı ve depresyon gibi zihinsel rahatsızlıklar, psikolojik teknikler kullanılarak yönetilebilir. Ayrıca, insanlar ilişkilerinde daha başarılı olmak için iletişim becerilerini geliştirebilirler. Kendilerini daha iyi anlamak ve daha mutlu bir yaşam sürmek için kişisel gelişim teknikleri kullanabilirler.

Sonuç olarak, psikoloji hayatımızdaki önemli bir yer tutmaktadır. İnsanların davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını anlamak, onların yaşam kalitesini arttırmak ve sorunlarını çözmelerine yardımcı olmak için psikolojinin farklı alanları kullanılabilir. Bu nedenle, psikolojinin hayatımızda büyük bir rol oynadığını unutmamalıyız.

Psikoloji, insan davranışı ve zihinsel süreçlerin birçok farklı yönünü ele alır. Bu nedenle, psikolojiye örnekler şunları içerebilir:

  1. Klinik psikoloji: Ruhsal bozuklukları ve psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek amacıyla kullanılır. Bu alanda çalışan psikologlar, danışanların hayatındaki zorlukları ele alır ve uygun terapilerle sorunlarını çözmelerine yardımcı olur.
  2. Gelişimsel psikoloji: İnsan yaşamının farklı evrelerindeki fiziksel, zihinsel ve sosyal değişimleri inceler. Bu alanda çalışan psikologlar, bebeklikten yetişkinliğe kadar farklı yaş gruplarındaki insanların gelişim süreçlerini takip eder ve bu süreçlerdeki farklılıkları analiz eder.
  3. Sosyal psikoloji: İnsanların diğer insanlarla olan ilişkilerini, toplumsal normları ve etkileşimleri inceler. Bu alanda çalışan psikologlar, insanların davranışlarını ve düşüncelerini etkileyen sosyal faktörleri araştırır.
  4. Nöropsikoloji: Beynin işlevlerini ve zihinsel süreçleri inceler. Bu alanda çalışan psikologlar, beyin hasarları, travmalar veya hastalıklar sonucu ortaya çıkan zihinsel bozuklukları ve bunların tedavi yöntemlerini araştırır.
  5. Endüstriyel/Örgütsel psikoloji: İşyerlerinde çalışanların performansını artırmak ve iş verimliliğini yükseltmek için psikolojik tekniklerin kullanılmasıdır. Bu alanda çalışan psikologlar, işyerlerindeki çalışma koşullarını ve yönetim yöntemlerini analiz ederler.
  6. Kognitif psikoloji: İnsan zihinsel süreçlerini, öğrenme, bellek, düşünme ve problem çözme dahil olmak üzere inceler. Bu alanda çalışan psikologlar, insanların düşüncelerinin ve kararlarının nasıl şekillendiğini anlamaya çalışırlar.
  7. Spor psikolojisi: Sporcuların performansını artırmak ve mücadele etmelerine yardımcı olmak için psikolojik tekniklerin kullanılmasıdır. Bu alanda çalışan psikologlar, sporcuların bireysel ve takım performansını artırmak için farklı teknikler sunarlar.
Yazı kategorisi: Güncel, Genel, Yeni, İnsan

Geçmiş Olsun Türkiye’m // Get Well Soon Turkey

BASIN BÜLTENİ

(14.02.2023)

KAHRAMANMARAŞ’TA MEYDANA GELEN DEPREMLER HK. – 30

(Saat 13.30 itibarıyla)

06.02.2023 tarihinde Kahramanmaraş ili Pazarcık merkezli 7.7 büyüklüğünde ve Elbistan Merkezli 7.6 büyüklüğünde iki deprem meydana gelmiştir. Depremlerin ardından 3.170 artçı deprem meydana gelmiştir.

Alınan son bilgilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ illerinde toplam 31.974 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 195.962 afetzede, bölgeden diğer illere tahliye edilmiştir.

Bölgede AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DİSAK, Sahil Güvenlik, DAK, Güven, İtfaiye, Tahlisiye, MEB, STK’lar ve uluslararası arama kurtarma personelinden oluşan toplam 35.249 arama kurtarma personeli görev yapmaktadır. Dışişleri Bakanlığı ile yapılan görüşmeler neticesinde diğer ülkelerden gelen arama kurtarma personeli sayısı 9.456’dır.

Ayrıca AFAD, Emniyet, Jandarma, MSB, UMKE, Ambulans Ekipleri, Gönüllüler, Yerel Güvenlik ve Yerel Destek Ekipleri’nden görevlendirilen saha personel sayısı ile birlikte bölgede görev yapan toplam personel sayısı 249.089’dur.

Afet bölgesine başta ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam 12.235 araç sevk edilmiştir.

Afet bölgelerine 40’ın üzerinde Vali, 158 Mülki İdare Amiri, 19 AFAD üst yöneticisi ile 68 il müdürü görevlendirilmiştir. Ayrıca, uluslararası yardımların koordinasyonu için 13 büyükelçi ve 17 Dışişleri Bakanlığı personeli bölgede görevlendirilmiştir.

Bölgeye, personel ve malzeme sevkiyatı için hava köprüsü kurulmuştur. Hava Kuvvetleri, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı 170 helikopter ve 76 uçakla toplam toplam 4.214 sorti yapılmıştır.

Bölgeye personel, malzeme sevkiyatı ve tahliye amacıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 24, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından 2 olmak üzere toplam 26 gemi görevlendirilmiştir.

Afet Barınma Grubu

Depremden yoğun şekilde etkilenen 10 ilimize, AFAD, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve uluslararası ülke ve kuruluşlar tarafından 227.762 Çadır, 48.271 Konteyner ve 2.607.390 battaniye sevk edilmiştir.

Afet Beslenme Grubu

Kızılay, AFAD, MSB, Jandarma ve Sivil Toplum Kuruluşlarından (İHH, Hayrat, Beşir, İnisiyatif Dernekleri) bölgeye toplam 334 mobil mutfak86 ikram aracı33 mobil fırın ve 330 hizmet aracı bölgeye sevk edilmiştir.

Afet bölgesinde 20.860.140 sıcak yemek4.468.325çorba15.488.606 su21.983.609ekmek10.256.637ikramlık malzeme2.007.607içecek dağıtımı yapılmıştır.

Afet Psikososyal Destek Grubu

4 Mobil Sosyal Hizmet Merkezi, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye ve Malatya illerine görevlendirilmiştir. Bölgeye 3.682 personel ve 993 araç sevk edilmiştir. Deprem bölgesinde 221.651, deprem bölgesi dışında 34.954 olmak üzere toplam 256.605 kişiye psikososyal destekverilmiştir.

Gelişmeleri takip ediyoruz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

                                                                                                                         T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

                                                                                                   AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI
                                                                                                              Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği

————————————————————————–

Deprem bölgesinde binaların altında kalan bazı umutlar…

The text in the image found under the rubble: No matter what age we die, we will have unspoken words that cannot be completed.
Unlived lives. X-ray of a pregnant woman’s baby
Socks that the martyred soldier could not wear
you’re daddy handsome
Today, for some reason, I explained my feelings for you and everything openly. I smile to myself as I write these, but I pray that there will be no sadness at the end… Were all poets in love with you! You are in every poem I read, in every music I listen to
“Phone brand” If I buy a phone, I hope to get it from this brand.
If mother fenerbahce wins, let’s join the convoy, please I love you. Signature Your Girl Esra
HELLO, my dear self, this notebook will be filled with your realized and future intentions. Thank goodness I got everything I wanted in a good way. I think that all my intentions will come true with love, abundance and peace, I thank you for all the beauties given to me.
Without you, my life is no different from hell. please forgive me i love you please forgive me
Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

BURÇAK

“Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında! “ diyor Erdem BAYAZIT…

Yıllar önce bu topraklara atılan bir tohummuşum. Toprak altında gizlenmişim bir müddet. Yavaş yavaş, zaman aktıkça; suyuma toprağıma doydukça; kabuğumu çatlaşmışım. Boy vermeye koyulmuş yolum. Sevdalı deli başımı, bu sefer göğe güneşe çevirmişim. Yavaş yavaş yeşerip, boy vermeye başladığım; vurgun olduğum göğün güneşin yanısıra; karanlıktan, mahzenimden sıyrılıp geldiğim bu dünyada; rüzgarın, soğuğun da varlığını öğrenmişim, ayazında.

Dal verip, kök salarken yurdum sandığım bu dünyada, gün gelmiş cemreye gülmüş, çiçek açmış; gün gelmiş hazana ağlamış, yaprağımı dökmüşüm. Şimdi neresindeyim bu yolun diye çok düşünürüm. Ne kadar yol geldim, ne kadar yolum var. Bilemiyorum.

Ben bir buğday tanesi olsam, sapa yeni kalktığım bir vakitteyim derdim kendime. Yapraklarımın iyice dikleştiği, boynuma düğümlerin yerleşmeye başladığı, son yaprağımın yakacığının belirdiği bir vakitteyim; ufaktan başaklarım doğuyor derdim.Ufak ufak döşediğim motiflerimle, öğretilerimle yeni yeni ağırlaşıyor, doluyorum derdim.

Halı-kilim dokumayı, örgü örmeyi, işleme yapmayı annemden öğrendim 6 yaşında.Yavaş yavaş öğretirdi. Sabırla. Yapamayınca kızmazdı. Söker tekrar yaptırırdı. Kızardım “Olmuyor.” derdim. “Olur, bir olmaz, iki olmaz. Yapa boza olacak.” derdi. Aslında o ayağa kalkmaya çalışan başağa, bir yandan destek oluyormuş annem. Derinlerde bir yerde dolduruyormuş. Her motifle bir mutluluk, her motifle bir acıyı yüklüyormuş bünyesine.

Erdem Beyazıt Biraz Yorgunum şiirinde;

“Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!” diyor ya. Zaman akıp giderken; takvimler dönerken; heybemize aldığımız her güzel gün, her güzel insan bizlere kâr iken; bu boşvermişliği nedendir İNSANOĞLUNUN?

Sağlıcakla kalın, var olun ey ehl-i 🌍. Sağlıcakla…

Yazı kategorisi: Güncel, Genel, Yeni, İnsan

Maskülenite / Masculunity

Maskülenite, erkeklik kavramı olarak tanımlanabilir. Erkeklik kavramı, kültürel, sosyal ve bireysel düzeyde değişkenlik gösterebilir. Özellikle son yıllarda, maskülenite konusunda cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği tartışmaları daha sık gündeme gelmektedir.

Erkeklik kavramı, erkeklerin nasıl davranması gerektiği, ne tür değerleri benimsemesi gerektiği ve hangi rolleri oynaması gerektiği gibi konularda kalıplar oluşmaktadır. Bu kalıplar, erkeklerin kendilerini ifade etmelerine ve kimliklerini oluşturmalarına yönelik sınırlamalar getirebilir.

Bununla birlikte, son yıllarda cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği hareketleri, erkeklik kavramının sınırlı ve kalıplaşmış bir tanımının yerine, erkeklerin kendilerini farklı şekillerde ifade etmelerine ve farklı roller üstlenmelerine olanak tanıdığı bir erkeklik kavramının önemini vurgulamaktadır.

Erkeklik kavramının değişen tanımı, erkeklerin kendilerini ifade etmelerine ve kimliklerini oluşturmalarına olanak tanırken, aynı zamanda toplumda cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği için önemli bir adım olabilir.

Maskülenite, kültürel, sosyal ve bireysel düzeyde değişkenlik gösteren bir kavramdır. Erkeklik kavramının sınırlı ve kalıplaşmış tanımının yerine, erkeklerin kendilerini farklı şekillerde ifade etmelerine ve farklı roller üstlenmelerine olanak tanıyan bir erkeklik kavramının önemine dikkat çekmekte fayda vardır.

Erkeklik kalıplarını sorgulamak: Erkeklik kalıplarını sorgulamak, erkeklerin kendilerini ifade etmelerine ve kimliklerini oluşturmalarına olanak tanır. Erkeklik kalıplarının sorgulanması, erkeklerin daha özgür ve doğal bir şekilde kendilerini ifade etmelerine olanak tanır.

Cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği için mücadele etmek: Cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği için mücadele etmek, erkeklik kavramının değişen tanımını destekler. Cinsiyet eşitliği ve cinsiyet çeşitliliği için mücadele etmek, erkeklerin daha farklı roller üstlenmelerine ve daha farklı şekillerde kendilerini ifade etmelerine olanak tanır.

Erkeklerin duygusal zekasının geliştirilmesi: Erkeklerin duygusal zekasının geliştirilmesi, erkeklerin duygusal olarak daha sağlıklı ve dengeli olmalarına olanak tanır. Erkeklerin duygusal zekasının geliştirilmesi, erkeklerin daha iyi iletişim kurmalarına ve daha iyi empati kurmalarına olanak tanır.

Erkeklerin kendilerini ifade etmelerine izin vermek: Erkeklerin kendilerini ifade etmelerine izin vermek, erkeklerin daha özgür ve doğal bir şekilde kendilerini ifade etmelerine olanak tanır. Erkeklerin kendilerini ifade etmelerine izin vermek, erkeklerin daha iyi iletişim kurmalarına ve daha iyi empati kurmalarına olanak tanır.

Alfa erkek konusuna değinecek olursak,

“Alfa erkek” , sosyal bir rol olarak belirli bir kişinin toplumdaki diğer erkeklerin üstünde bir pozisyonda olduğunu ifade eder. Bu pozisyon, kişinin gücü, karizması, özgüveni, liderlik becerileri ve cinsiyetli özellikleri gibi özelliklere dayanır.

Alfa erkekler, genellikle grup içinde liderlik pozisyonlarına sahip olurlar. Bu, ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için insanları yönetebilmelerine ve yönlendirebilmelerine olanak tanır. Aynı zamanda, alfa erkekler, genellikle fiziksel olarak güçlü ve sağlıklıdır ve cinsel atraktivite açısından çekicidir.

Alfa erkekler, genellikle insanların ilgisini çekmekte ve toplumda saygın bir yere sahip olmaktadır. Bu, onların iş hayatında, sosyal hayatlarında ve cinsel ilişkilerinde daha başarılı olmalarına neden olur.

Ancak, alfa erkek olmanın birçok negatif yanı da vardır. Çok güçlü bir benmerkezcilik veya hiyerarşik düşünceleri olan alfa erkekler, diğer insanların haklarını veya duygularını önemsemeyebilir. Ayrıca, alfa erkeklerin liderlik becerileri, genellikle diğer insanların görüşlerini dikkate almamalarına veya kabul etmemelerine neden olabilir.

alfa erkek olmak, birçok pozitif özellik içerebilir ancak aynı zamanda birçok negatif sonuç da doğurabilir. Kişisel özelliklerin ve davranışların doğru şekilde yönetilmesi, alfa erkek olmanın pozitif yanlarını vurgularken, negatif sonuçların önüne geçebilir.

Bir de Beta erkek terimi vardır,

“Beta erkek”, sosyal bir rol olarak belirli bir kişinin toplumdaki diğer erkeklerin arkasında kalmış olduğunu ifade eder. Beta erkekler, genellikle alfa erkeklerin liderlik pozisyonlarına sahip olmazlar ve onların gücü, karizması, özgüveni, liderlik becerileri ve cinsiyetli özellikleri gibi özellikleri de daha azdır.

Beta erkekler, genellikle grup içinde izleyici pozisyonlarına sahiptirler. Bu, onların diğerlerinin liderliğine veya yönlendirmesine ihtiyaç duymasına neden olur. Aynı zamanda, beta erkekler, genellikle fiziksel olarak daha az güçlü ve sağlıklı olabilir ve cinsel atraktivite açısından daha az çekicidir.

Beta erkekler, genellikle insanların ilgisini çekmez ve toplumda daha az saygın bir yere sahip olurlar. Bu, onların iş hayatlarında, sosyal hayatlarında ve cinsel ilişkilerinde daha az başarılı olmalarına neden olur.

Ancak, beta erkek olmanın birçok pozitif yanı da vardır. Beta erkekler, genellikle diğer insanların haklarını veya duygularını daha iyi önemseyebilir ve onların görüşlerini daha iyi dikkate alabilir. Ayrıca, beta erkekler, genellikle daha az benmerkezci veya hiyerarşik düşüncelere sahip olduğu için, ilişkilerinde daha dengeli ve mutlu olabilir.

beta erkek olmak, birçok negatif özellik içerebilir ancak aynı zamanda birçok pozitif sonuç da doğurabilir. Kişisel özelliklerin ve davranışların doğru şekilde yönetilmesi, beta erkek olmanın pozitif yanlarını vurgularken, negatif sonuçların önüne geçebilir. Bu kavramlar sadece sosyal rol olarak kullanılmaktadır ve her kişinin kendine özgü özellikleri, davranışları ve kişilikleri vardır.

Bir başka terim olan Teta erkek rolü de bir diğer erkeğe verilen roller arasında yer almakta,

“Teta erkek” terimi, sosyal bir rol olarak belirli bir kişinin alfa ve beta erkekler arasında bir konumda olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Teta erkekler, genellikle alfa erkeklerin liderlik becerilerini ve özgüvenini sergilerken, aynı zamanda diğer insanların duygularını ve ihtiyaçlarını da dikkate alırlar. Bu nedenle, teta erkekler, hem liderlik becerileri hem de empati becerileri açısından öne çıkar.

Teta erkekler, genellikle grup içinde liderlik pozisyonlarına sahip olurlar. Bu, onların diğer insanları etkileyebilme ve yönlendirebilme becerilerine sahip olmasına neden olur. Aynı zamanda, teta erkekler, genellikle fiziksel olarak güçlü ve sağlıklı olabilir ve cinsel atraktivite açısından çekicidir. Bu nedenle, diğer insanlar tarafından çekici bulunurlar.

Teta erkekler, genellikle insanların ilgisini çekmekte ve toplumda saygın bir yere sahip olmaktadır. Bu, onların iş hayatlarında, sosyal hayatlarında ve cinsel ilişkilerinde başarılı olmalarına neden olur. Bu nedenle, teta erkekler, genellikle sosyal ve profesyonel açıdan başarılı olurlar.

Ancak, teta erkek olmanın birçok pozitif yanı da vardır. Teta erkekler, genellikle diğer insanların haklarını veya duygularını daha iyi önemseyebilir ve onların görüşlerini daha iyi dikkate alabilir. Ayrıca, teta erkekler, genellikle daha az benmerkezci veya hiyerarşik düşüncelere sahip olduğu için, ilişkilerinde daha dengeli ve mutlu olabilir. Bu nedenle, teta erkekler, genellikle ilişkilerinde daha sağlıklı ve uzun süreli olurlar.

Teta erkekler genellikle daha yumuşak ve duyarlı bir yapıya sahip olurlar. Bu onların daha empati dolu ve anlayışlı olmasına neden olur. Teta erkek olmak, birçok pozitif özellik içerebilir ancak aynı zamanda birçok negatif sonuçları da doğurabilir. Kişisel özelliklerin ve davranışların doğru şekilde yönetilmesi, teta erkek olmanın pozitif yanlarını vurgularken, negatif sonuçların önüne geçebilir. Bu kavramlar sadece sosyal rol olarak kullanılmaktadır ve her kişinin kendine özgü özellikleri, davranışları ve kişilikleri vardır.

Yani, Sosyal rolleri tanımlayan terimler teta,beta,alfa gibi isimler sosyal dinamiklerde kullanılan terimlerdir. Bu terimler sosyal sıralamada bireylerin nasıl bir davranış sergilediğini, nasıl bir kişilikleri olduğunu tanımlamak için kullanılır. Örneğin teta erkek bir kişi için, “çekingen” veya “pasif” anlamına gelebilirken, beta erkek için “orta” veya “standart” anlamına gelebilir. Alfa erkek için ise “lider” veya “güçlü” anlamına gelebilir.

Yazı kategorisi: Güncel, Genel, Kişisel Gelişim, Yeni, İnsan

İHANET / Betrayal

İhanet çoğu insanın deneyimlediği bir durumdur. Genelde güvenilen kişilerin beklenmedik ve sizi kıracak yanlışlıkta hareketleri sonucunda sizin yaşadığınız duygusal durumdur. Tıpkı Breaking Bad dizisinde yer Walter White’ın Jessie’nin sevgilisi Jane’i boğulurken izleyip yardım etmemesi gibi…

İhanet, insanlar için oldukça acı verici bir deneyimdir. İhanet, bir kişinin sözünü tutmayıp, sadakatini ihlal etmesi olarak tanımlanabilir. İhanet, ilişkilerde olduğu kadar, iş hayatında da yaşanabilir. İhanet, insanların duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlıklarını etkileyebilir. Bu yazıda, ihanetin nedenleri, ihanetin etkileri ve ihanetten kurtulmanın yolları ele alınacaktır.

İhanetin nedenleri, birçok faktöre dayanabilir. İlişkilerde, ihanetin nedenleri arasında en yaygın olanlar arasında, kişinin kendine güvensiz olması, ilişkide sıkılmış olması ve cinsel ihtiyaçlarının karşılanmaması sayılabilir. İş hayatında ise, ihanetin nedenleri arasında en yaygın olanlar arasında, kişinin kendine güvensiz olması, işte tatminsiz olması ve finansal nedenler sayılabilir.

İhanetin etkileri, kişinin duygusal, zihinsel ve fiziksel sağlığını etkileyebilir. Duygusal etkiler arasında, kendine güvensizlik, öfke, kızgınlık, üzüntü ve aşkın kaybı sayılabilir. Zihinsel etkiler arasında ise, depresyon, stres, uyku bozuklukları ve düşüncelerin karışması sayılabilir. Fiziksel etkiler arasında ise, yorgunluk, baş ağrıları, mide rahatsızlıkları ve kilo değişiklikleri sayılabilir.

İhanetten kurtulmanın yolları arasında, kendine zaman tanımak, kendine dürüst olmak, terapiye başvurmak, aile ve arkadaşlarınla konuşmak, kendine zaman ayırmak, olası karar almadan önce düşünmek ve kendine inanmak sayılabilir. Kendine zaman tanımak, ihanetin içinde olduğun süreçte, acının içinde olmanı kabul etmeni sağlar.

  • Kendinizi suçlamamak: İhanet, genellikle suçlu tarafın kişisel sorunlarından kaynaklanır. Kendinizi suçlamak yerine, suçlu tarafın sorumlu olduğunu kabul etmeli ve kendinizi affetmelisiniz.
  • Kendinizi kabul etmek: İhanet, kendinizi kabul etmek için harika bir fırsattır. İhanetten sonra kendinizi daha iyi tanıyabilir ve kendinizi daha iyi kabul edebilirsiniz.
  • Zaman içinde iyileşme: İhanet, zaman içinde iyileşir. Zaman içinde, acı azalacak ve tekrar güvenebileceksiniz.
  • Açık konuşmak: İhanetten sonra açık konuşmak önemlidir. Partnerinizle, nelerin yanlış gittiğini, nelerin iyi gittiğini ve nelerin değiştirilmesi gerektiğini konuşun.
  • Profesyonel yardım almak: İhanetten sonra profesyonel yardım almak, iyileşmenizi hızlandırabilir. Bir terapist veya danışmanla çalışmak, ihanetin etkilerini azaltabilir ve tekrar güvenebilmenizi sağlar.
  • Kendinizi meşgul etmek: İhanetten sonra kendinizi meşgul etmek, iyileşmenizi hızlandırabilir. Hobilerinizle, arkadaşlarınızla veya ailelerinizle vakit geçirmek, ihanetin etkilerini azaltabilir.
  • Yeni bir başlangıç yapmak: İhanetten sonra, yeni bir başlangıç yapmak, iyileşmenizi hızlandırabilir. Yeni bir iş, yeni bir ev veya yeni bir ilişki, ihanetin etkilerini azaltabilir ve tekrar güvenebilmenizi sağlar.

Bu durum için bazı sözler buldum. Bunları da derledim,

“İhanet, güveni yıkar, inancı sarsar ve hayatın anlamını sorgulatır. İhanet, birçok insan için hayatın en acımasız deneyimlerinden biridir.” – Robert Hughes

“İhanet, sadece bir kişiye değil, iki kişiye de zarar verir. İhanet eden kişi için, kendini suçlu ve utanç duygusu içinde hissederken, ihanete uğrayan kişi için ise, güveni sarsılmış ve acı çekmeye başlar.” – Catherine Pulsifer

“İhanet, birçok insan için hayatın en acımasız deneyimlerinden biridir. İhanet eden kişi, ihaneti gerçekleştirdiğinde, o an için mutlu olabilir ama sonrasında, kendini suçlu ve utanç duygusu içinde hisseder.” – Darlene Lancer

“İhanet, birçok insan için hayatın en acımasız deneyimlerinden biridir. İhanet eden kişi, ihaneti gerçekleştirdiğinde, o an için mutlu olabilir ama sonrasında, kendini suçlu ve utanç duygusu içinde hisseder.” – Darlene Lancer

“İhanet, insanların en korkunç deneyimlerinden biridir. İhanet eden kişi, ihaneti gerçekleştirdiğinde, o an için mutlu olabilir ama sonrasında, kendini suçlu ve utanç duygusu içinde hisseder.” – John Gray

“İhanet, insanların en korkunç deneyimlerinden biridir. İhanet eden kişi, ihaneti gerçekleştirdiğinde, o an için mutlu olabilir ama sonrasında, kendini suçlu ve utanç duygusu içinde hisseder.” – John Gray

“İhanet, karşı tarafın sizi aldattığının bilinci, acımasız bir şekilde insanın kalbine işler ve kalıcı bir etki bırakır.” – Unknown

Bu durumda size yardımcı olacak bazı öneriler,

Kendine zaman tanı: İhanet acısının iyileşmesi zaman alır ve herkesin iyileşme süreci farklıdır. Kendine zaman tanı ve acının içinde olmanı kabul et.

Kendine dürüst ol: İhanetin nedenlerini ve duygularını kendine dürüstçe sorgula. Bu süreçte kendine dürüst olman, iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

Terapiye başvur: Terapi, ihanetin nedenlerini ve duygularını işlemenin ve iyileşmenin önemli bir yoludur. Terapist bir uzman olarak seni destekleyebilir ve seni iyileşmenin yolunda ilerletir.

Aile ve arkadaşlarınla konuş: Aile ve arkadaşlarınla konuşmak, ihanetin yarattığı acıyı paylaşmanın ve onların desteğini almanın iyi bir yoludur.

Kendine zaman ayır: İhanetin içinde olduğun süreçte, kendine zaman ayırmak, kendine bakmak ve kendine iyi bakmak önemlidir. Kendine zaman ayırmak, iyileşmenin yanı sıra, kendine güveni geri kazanmanı sağlar.

Olası karar almadan önce düşün: İhanetin sonrasında, hızlı kararlar vermek yerine, kararların sonuçlarını düşünmen önemlidir. Olası kararların sonuçlarını düşünmeden önce, kendine zaman tanı ve kararların sonuçlarını düşün.

Kendine inan: İhanetin içinde olduğun süreçte, kendine güveni kaybetmiş olabilirsin ama unutma ki, sen bu süreci aşacak ve iyileşeceksin. Kendine inan ve iyileşmenin yolunda ilerle.

Yazı kategorisi: Eğitim, Güncel, Genel, Yeni, İnsan

Bart Huges

11 Ocak 1965’te, Amsterdam’ın Dam Meydanı’nda gerçekleşen bir sanatta, başarısız tıp öğrencisi New Age tıp devrimcisi Bart Huges kendi kendine açılan kafa yarasını ortaya çıkarmaya başladı. Yani kafasına bir kapak koyma hayali vardı. Dinleyicileri Avrupa’daki en groovi, en psychedelic fikirli insanlardan bazılarından oluşmasına rağmen, otuz iki metrelik day-glo cerrahi gazlı bezin altında yatan şey için çok az kişi hazırlanabilirdi: doğrudan Huges’un beyninin dış katmanlarına açılan boşluklu, ürkütücü bir delik!

Trepanasyon, kişinin kafatasına bir delik açma eylemi, kökleri tarih öncesi uygarlığın mistik / terapötik uygulamalarına dayanır. Arkeologlar, Antarktika hariç her kıtada trepanlı kemik parçalarını ortaya çıkardılar ve bazı örnekler M.Ö. 10.000 yılına kadar uzanıyor.

Hipokrat gibi Yunan doktorlar, travmatik kafa travmasının hastanın kafatasına zarar verdiği durumlarda trepanasyonlar yaptılar.

Emme ve aydınlatmadan önceki günlerde, trepanasyonlar açık havada, güneşte, hasta dik otururken yapıldı.

Romalı cerrahi öncüsü Galen, beyin kanamasının neden olduğu kafa içi basıncı hafifletmek için prosedürü kullandı. Benzer bir ameliyat bugün hala “kraniektomi” terimi altında tartışmalı bir şekilde kullanılmaktadır.

Ancak Huges, herhangi bir akut fiziksel travmayı hafifletmek için kafasında bir delik açmadı. Tamamen fizyolojik bir bakış açısından, sağlıklıydı. Otobiyografisi “Bore Hole”da kendi kendine trepanning deneyimini anlatan öğrencisi Joe Mellen de öyleydi. Joe’nun karısı Amanda Fielding de öyleydi ve trepanasyonu korkunç kısa film “Heartbeat and the Brain”e konu oldu.

Bu süreçte kullanılan psikoaktif ilaçlar ayrıca beynin metabolizmasını önemli ölçüde hızlandırabilir, ancak etkileri daha ağırdır. Bedeni hızla yıpranır. Huges, pot ve LSD gibi “psikovitaminlerin” kullanımını teşvik etti (kızı Maria Juana adlı adam).  Ancak, beyin kan hacmindeki büyük artışların, büyük miktarlarda glikozun yutulmasını gerektirdiğine dikkat çekti. Sıradan bir asit gezisi için, önerilen dozaj bir kilo şekerden daha az değildir!

Bütün bunlar şimdiye kadar mantıklı mı? Huges, birçok bilim insanının ve gazetecinin, ilk olarak “Homo Sapiens Correctus” başlıklı bir parşömende yayınlanan çalışmalarına verdiği derin olumsuz tepkiye şaşırdı (çılgın bilim adamları için kısa bir not: şüpheci akademisyenleri devrimci bir teoriye ikna etmek istiyorsanız, muhtemelen bulgularınızı kaydırma biçiminde açıklamamak en iyisidir. İnsanları korkutmadan kafa karıştırarak…)

Huges hippi aydınlanmasına doğru bu garip acımasız yolda onu takip etmeye çok az kişiyi ikna etti. Ancak topladığı destekçiler davaya son derece bağlıydı. Amanda Fielding, trepanasyonun tüm vatandaşlar için serbestçe erişilebilir olması gerektiği platformunda iki kez İngiliz Parlamentosu’na aday oldu. 1983 yılında yerel bölgesinde 139 oy aldı. Peter Halvorson, prosedürün yararları üzerine bilimsel araştırmaları teşvik eden Uluslararası Trepanasyon Savunma Grubu’nu (ITAG) kurdu. Kafaya delik açmayı destekleyenler cemiyeti 🙂

Çoğu sinirbilimci, Huges’a karşı hiçbir düşmanlık göstermeden, teorisinin tam bir zırva olduğunu söyleyecektir. Beyin fonksiyonunda rol oynayan kan hacmi değil, kan akışıdır. Ve Houston J. Bob Blacklock’taki Baylor Tıp Fakültesi’nde nöroşirürji doçentine göre, “kafada bir delik açmanın beyne giden kan akışını artıracağına inanmak için hiçbir neden yok.” Günümüzde kafa tramvalarında iç basıncı düşürmek için cerrahi müdahale yapılmakta fakat Huges’ın fikri o dönem şartlarına göre tehlikelidir.

Bununla birlikte, bu blogun üzerine kurulduğu anti-şüphecilik ruhuyla, sanırım, Huges’in teorisi için görünüşte bilimsel bir destek olduğunu belirtmeliyim. ITAG tarafından finanse edilen ve Fiziologiya Cheloveka’da yayınlanan bir çalışmada (söyleyebileceğim kadarıyla gerçek bir bilim tipi dergidir), araştırmacılar trepanned kafataslarının “arteriyel basıncın sistolik yükselmesi sırasında” kafa içi kan hacminde bir artış yaşadığını bulmuşlardır (yani, kalp atışları sırasında viseral olarak kafada zonklama hissi). Filmlerde gördüğünüz beyin kanamalarında kafaya matkapla delik açma sahneleri bir bakıma doğruyu yansıtsa da tabi bu işlem steril bir hastane ortamında yapılmalı. Bu işlemin mucidi de o dönem kafalara delik açacak diye korkulan Huges’ti

Teorinin doğru ya da yanlış olması onu daha az çılgın yapmaz. Bu durum tedavi için kullanılmaya başlasa da tedavi edilemez tek şey kalır, bilim çılgınlığı!

Yazı kategorisi: Güncel, Genel, Yeni, İnsan

Duchenne de Bologne(Strange Life’s)

Kadavralarla ilgili en büyük sorun kadavranın labaratuvarlara gelmelerinin zor olmasıdır. İlk İtalyan anatomist Vesalius’un, zaman zaman, ünlü tiyatro halk diseksiyonları için yakın zamanda ölen cesetleri elde etmek için öğrencilerini mezarlıklara gönderdiği biliniyordu.

İkinci sorun, kadavranın tamamen insan olmasına rağmen canlı olmamasıdır. Dahası, kadavranın canlı olmaması diseksiyon eyleminin kendisi ciltle olan bağlantılarını keser ve vücudun iç mekaniğinin tutarlı bir dış görünüme nasıl yol açtığını tam olarak anlamamızı yasaklar.

19. yüzyıl Fransız fizyoloğu Duchenne de Bologne bu küçük bilmeceyi kırdı. Elektriksel stimülasyon yoluyla canlı diseksiyonlar yapmanın bir yolunu keşfetti, ki bu biraz sadist algılandı.

Bir dizi eski zaman elektrot zımbırtısıyla donanmış şekilde, Paris hastane koğuşlarında dolaştı. Duchenne, “faradizasyon” cihazının hafif elektrik şokunu ciltteki belirli noktalara uygulayarak, bireysel kasların izolasyondaki hareketini provoke edebildi. Bu “sakatlanmadan dirikesim”, insan kas sistemini çalışırken incelemesine izin verdi ve deneysel sonuçları nöroloji, kinezyoloji, elektroterapi… gibi çeşitli alanların temelini attı. Evet doğru noktalara doğru oranda elektrik vererek idam sehpahalarında elektrik şokuyla idam edilen zamanlarda bu elektriği tedavi için kullanmaya çalıştı.

Duchenne’nin en zaniest ve dolayısıyla tarihsel olarak en önemli eseri olan İnsan Yüz İfadesinin Mekanizması’nda, iyi doktor voltaik sondalarını insan yüzüne çevirdi. Amacı, her insan yüz ifadesinin arkasındaki tam kas konfigürasyonlarını belirlemek ve böylece fizyolojik olarak tanımlanmış “ruhun dilini” çizmek için iddialıydı. Bu adamın bu psikopat bilim insanları listesine girme sebebi de zate insanlar üzerinde deneyler yapmasıydı.

Yükün etkisi sadece birkaç saniye sürdüğü için, Duchenne, deneysel sonuçları belgelemek için son derece yeni çıkmış fotoğrafçılık teknolojisini kullanan ilk klinisyen oldu.

Bu fotoğrafların ana öznesini, dişsiz (ve muhtemelen hafif derecede gerizekalı) yaşlı bir adamı, çenesinin indirilmesi ve oluklu süpercilii’nin kasılmasıyla “işkencenin korkunç acısının eklendiği” bir terör ifadesi üretmek için büzülmüş  platizmasını göstermektedir. Duchenne’ye göre bu ifade, “lanetlilerin ifadesi olmalı.”

Yani, Stimulation of the muscle of ‘foppish dismay’

Duchenne, konu seçimi için çok fazla donör almış gibi görünüyor. “Elektrofizyolojik deneylerimin çoğunda fotoğraflanan yaşlı adam,” diye yazıyor Mechanism’in daha sonraki bir versiyonunda, “ortak, çirkin özelliklere sahipti. Sofistike bir adama [dünya adamı, kozmopolit, sibarit, şehvetli] böyle bir seçim garip gelebilir.” Ancak Duchenne, kendi savunmasında, “elektrotlarımın yardımıyla, bu donuk alnın sıradan yüzeyindeki en yüksek duyguların ve en derin düşüncelerin çizgilerini işaretlemeyi başardı” iddiasında bulunuyor.

Bununla birlikte, “güzellik duygusuna” sahip olanları yatıştırmak amacıyla, daha sonra bir “estetik” bölüm yayınladı. Duchenne’nin “bilimsel bölümü”ndeki dişsiz yaşlı adamın resimleri ürkütücüyse, estetik bölümü aslında meşru olarak dehşet vericidir. Korkunç ifadeleri sanat eseri sanan bir zihniyetti bu…

Duchenne’nin tuhaf sanatsal hırsına da bir bakış atınca insan ürküyor. Bir bilim adamından daha fazlası olan Duchenne, kendisini güzel sanatların bir eleştirmeni ve kendi başına bir sanatçı olarak görüyordu. Elektrotları ve kamerasıyla, portreyi matematiksel hassasiyetle tam anlamıyla şekillendirebildi ve böylece diğer sanatçıların çalışmalarının eksikliklerini ortaya çıkardı. Bazı örnek görseler:

“Göksel sevginin coşkulu ifadesi ile dünyevi sevginin ifadesi arasında sadece çok küçük bir fark var… bu, sanatçıların nadiren takdir ettiği bir şey.”

Fotoğrafları, teorilerini sergilemek için mikro dramalardır:

“Biraz komedi, bir koketerlik sahnesi göstermek istedim, bir beyefendi giyinirken genç bir kadını şaşırtıyor. Onu görünce, duruşu ve görünüşü onaylamaz hale gelir (yüzünün alt yarısını örter). Bununla birlikte, çıplaklığını not ediyoruz, örtmek yerine belirli bir duygulanımla ortaya çıkıyor gibi görünüyor. Oldukça aşırı derecede ortaya çıkmış bir göğsü destekleyen elinin terbiyeli pozudur. Bütün bunlar onun koketerliğine ihanet ediyor. Genç adam daha cüretkar hale geliyordu, ama kız tarafından küçümseyici bir şekilde telaffuz edilen ‘Defol!’ sözleri onu girişiminde durdurdu (yüzün alt yarısının sadece sol tarafına bakın). Aşk dolu reddedilmeye eşlik eden alaycı kahkahalar (yüzün alt yarısının sağ tarafına bakın), ‘kibirli’ anlamına geldiğine inanıyoruz. Belki de çok daha alçaktan şöyle diyor: ‘Aptal, cesaret edebilseydi…'”

“Bir anne bebeklerinden birini kaybetmeye gelir. Başka bir bebek – geriye kalan tek bebek – ölümcül bir hastalık tarafından eşit derecede yakalanmıştır; yenik düşme noktasındadır. Beşiğinin dibinde otururken, kendini en büyük üzüntüye terk eder. Yine de son bir umut onu kurtarabilir. Bir kriz onu teslim edebilir! Zavallı çocuğun hayatına tutunarak, hastalığın ilerleyişini endişeyle takip eder ve bu özelliklerde bu mutlu krizin ilk belirtilerini keşfeder; ‘O kurtuldu!’ diye haykırıyor.”

Duchenne’nin yıldız öğrencisi Jean-Martin Charcot, Duchenne’nin kas koordinasyonu çalışmalarına elektriğin benzersiz bir şekilde uygulanmasıyla mümkün olan bir alan olan nörolojinin bilimsel disiplinini bulmaya devam etti. Duchenne’nin teatrallik anlayışının, Charcot’un yakın yönetimi altındaki Salpêtrière’deki akıl hastalarının tıp öğrencilerinin ve Parisli beyefendilerin şaşkınlığı ve zevkine delilik uyumları sergileyeceği ünlü “Histeri Tiyatrosu” nun sahnesini hazırladığı öne sürüldü. Charcot’un yıldız öğrencisi elbette Sigmund Freud’du ve histerik tutkuların kendi vaka geçmişlerinden bir kariyer inşa etti.

Augustine, Charcot’un “Histeri Tiyatrosu”nun yıldızlarından biri

Daha belirsiz bir şekilde, Duchenne, metot oyunculuğundan, plastik cerrahiye, film yapımına kadar her şey üzerinde bir etki olarak gösterildi. Yunan-Avustralyalı avangart sanatçı Stelarc (eserleri arasında anlamsızca kendini bir cam bölmeden fırlatmak ve biyolojik olarak tasarlanmış gereksiz bir üçüncü kulağı kolunun altına aşılamak yer alıyor), izleyicilerin vücudunun önemli bir bölümünü benzer elektro-lokalizasyon yöntemleriyle kontrol edebildiği bir dizi performans eseri sahneledi.

Duchenne, şüpheli özerkliğe sahip insanların yüzlerini zaplamak dışında gerçekten birçok şey yaptı, ama bunu o kadar tarafsız bir zevkle yaptı ki, normal insanlar bu durumu korkunç buldu.

LiveTera olarak insanlık dışı her şeyi kınıyor asla desteklemiyoruz. Bu yazılar sadece iddialar ve söylenceler bütünüdür. Gerçeği yansıtan bir benzerlikten LİveTerra sorumlu değildir.