Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

BURÇAK

“Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında! “ diyor Erdem BAYAZIT…

Yıllar önce bu topraklara atılan bir tohummuşum. Toprak altında gizlenmişim bir müddet. Yavaş yavaş, zaman aktıkça; suyuma toprağıma doydukça; kabuğumu çatlaşmışım. Boy vermeye koyulmuş yolum. Sevdalı deli başımı, bu sefer göğe güneşe çevirmişim. Yavaş yavaş yeşerip, boy vermeye başladığım; vurgun olduğum göğün güneşin yanısıra; karanlıktan, mahzenimden sıyrılıp geldiğim bu dünyada; rüzgarın, soğuğun da varlığını öğrenmişim, ayazında.

Dal verip, kök salarken yurdum sandığım bu dünyada, gün gelmiş cemreye gülmüş, çiçek açmış; gün gelmiş hazana ağlamış, yaprağımı dökmüşüm. Şimdi neresindeyim bu yolun diye çok düşünürüm. Ne kadar yol geldim, ne kadar yolum var. Bilemiyorum.

Ben bir buğday tanesi olsam, sapa yeni kalktığım bir vakitteyim derdim kendime. Yapraklarımın iyice dikleştiği, boynuma düğümlerin yerleşmeye başladığı, son yaprağımın yakacığının belirdiği bir vakitteyim; ufaktan başaklarım doğuyor derdim.Ufak ufak döşediğim motiflerimle, öğretilerimle yeni yeni ağırlaşıyor, doluyorum derdim.

Halı-kilim dokumayı, örgü örmeyi, işleme yapmayı annemden öğrendim 6 yaşında.Yavaş yavaş öğretirdi. Sabırla. Yapamayınca kızmazdı. Söker tekrar yaptırırdı. Kızardım “Olmuyor.” derdim. “Olur, bir olmaz, iki olmaz. Yapa boza olacak.” derdi. Aslında o ayağa kalkmaya çalışan başağa, bir yandan destek oluyormuş annem. Derinlerde bir yerde dolduruyormuş. Her motifle bir mutluluk, her motifle bir acıyı yüklüyormuş bünyesine.

Erdem Beyazıt Biraz Yorgunum şiirinde;

“Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!” diyor ya. Zaman akıp giderken; takvimler dönerken; heybemize aldığımız her güzel gün, her güzel insan bizlere kâr iken; bu boşvermişliği nedendir İNSANOĞLUNUN?

Sağlıcakla kalın, var olun ey ehl-i 🌍. Sağlıcakla…

Reklam
Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

VEDA 22’

Yunus abinin de dediği gibi; “ Vah dervişim yollar taş, fallar boş, işler yaş… Sallanıyor tepede geçmişin kopardığı onca kesik baş. Sen sarhoş, ben geçmiş. Kim bulmuş, kim ermiş. Gönül sualler ile taştı doldu.”

Gönlümüz sualler ile, gözlerimiz yaş ile doldu taştı bugünlerde. Her gönül bir dostu arar oldu. Merhem olunacak yaralar birer birer açıldı sinelerde. Zihinlerimiz kuruldu birer saat gibi hasretle. Boğazı düğüm düğüm bir başı sınuğum. Soruyorum size. Saat kaç efendim?

Saatiniz şuan kaç; kaçta okuyor ya da dinliyorsunuz beni bilmiyorum. Ama saat kaç olursa olsun şunu biliyorum. Bir, iki, üç. Tıp. Sustuk, sustuk, sustuk, konuştuk. Konuştuk, konuştuk, konuştuk ama hep sustuk. Konuşa konuşa harcadık. Susa susa tükettik. Bir sessizlik dehlizine tutsak olduk. Tüketiyoruz ömürlerimizi, zamanımızı, hevesimizi, nefesimizi.

Tesadüfün işi yoktur ya. Düşürdü yine aklıma Nikos Kazancakis’in Zorba’sında geçen o kesiti. “ Ya bize akıl versin, yada ameliyat etsin bizi. Yoksa sen beni dinle patron, halimiz haraptır.”

Hayatımız bir saklambaç, bizler ise bu oyunda ebe. Sabırla, inatla ilerlediğimiz bu yolda tek tek bulmaya çalışıyoruz saklı kalan yanlarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları, bizi büyütecekleri. Kimi zaman bulmaktan korkuyor, kimi zaman ise cesurca ortaya koyuyoruz hislerimizi. Kimi zaman yılgınız bu oyunda, kimi zaman ise inançlı. Peki neden bir yanımız inanç ile sarılırken, diğer yanımız yorgun düşüyor? Hiç düşündünüz mü?

Ben düşündüm. Aynı çağında aynıları yaşayıp, aynıları düşünüyoruz. Kelimelerin ağırlığını, cümlelerin derinliğini sorgulamıyoruz. Hatta bir kitaba, bir şarkıya değerde vermiyoruz. Ta ki düş kırıklıklarımıza kadar. Ne zaman ki yara alıyoruz, o vakit hatırlıyoruz. Büyüyoruz. Sahi gerçekten yaşıyor muyuz? Yaşıyor isek, ben size rastlamadım.

Gözler nemlenip, günler akıp giderken, içimizdeki sessizlik çığ gibi büyürken, her şeyden bir haber tükenip gidiyor ömrümüz. Halil ECER’in dediği gibi; “ Hepimizi var eden, birazda anlatamadıklarımızdır.Anlatacağımız yerden kırılıyoruz. İnsana anlatamadıklarını kara toprağa anlatacak bazı insanlar. Hiçbir yokluk bu kadar acı vermeyecek. “ diyor ya.

Çok doğru değil mi? Derdimizi, neşemizi, özlemimizi; biçare gönlümüz ile birlikte dillendirmeden , birbirimize anlatıyoruz. Ne bir omuz, ne bir dost eli. Yoksunluğu yaşıyoruz. Tükettik, harcadık. Hatta yaşamıyoruz. Dünya bir kabristan. Gönlümüzce, yalınca, hasret çekiyoruz.

Radyonun sesini açtım. Kulak verin sözlere. “ Dövün giden, dövün eziyetine Çare de senden, gam da senden.”

Merhem olun kendinize. Vesselam. Sağlıcakla kalın ey ehl-i 🌍. Sağlıcakla…

Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

GURBET

Üzerimizi örten gök ile, döşeğimiz olan yer arasındaki dünya; beşeriyetin gurbeti oldu. Burnumuzda kâlû beladan bu yana bir sıla kokusu. Gönlümüzde yatan, gözümüzü yaşartan hasret ise ahiret yurdu.

Hakikati delalet, delaleti hakikat sandık. Kör vicdanlarımız ile kabullendik. Yaşamayı sadece nefes almaktan ibaret sandık. Sırtımızın kamburunu, yüzümüzün kırışıklığını ise derslerimizden tecrübe. Yaşımıza aldandık. Aslında yalın bir yalnızlıktaydık da farkına bile varmadık. Ömrümüzü savurduk bahtımızın rüzgarına. Tıpkı insanlık gibi, yarısı aydınlık yarısı karanlık gölgelerimiz boyumuzu; haddimiz hududumuzu çoktan aştı.

Diyor ya Haydar ERGÜLEN şiirinde “Biz çok yalnızdık.” diye. Hayır. Hayır, hayır. Biz çok kalabalıktık. İhtiraslarımızla kalabalıktık. Hırslarımızla kalabalıktık. Soluk almadan, iliklerimize kadar hissetmeden koşar adımlarla kötülüğe ilerleyişimiz ile kalabalıktık. Çoraklaşan gönüllerimiz, kuruyan göz pınarlarımız ile; dert edinmeyen, ders almayan o bomboş zihimlerimiz ile kalabalıktık. Sancısız, anlamsız yolculuğumuzdan; beyhude uğraşlarımızdan kalabalıktık.

Durmamız gereken eşiği kaçırdık. Kulağımızı ruhumuza tıkadık. Nefessiz, kör kilitli kafeslerde kaldık. “Ben beni tanımam kaldırımlarda.” mısrasının özeti sanki ömürlerimiz. Alaca atlarımız ufkumuzdan yönünü çevirdi. Kendimizi tanıyamadık.

DİLEK TUTTUM OKUNSUN!

Yüreği güzel, merhameti bol olan; nanköre duvar, mazluma rahmet yağmuru olsun. Gönüller bir, neşe her evin aşı ekmeği olsun. İnsan insana kurt değil, yurt olsun. Dünya bize vatan değil, bir tren bileti olsun. Yolumuz hayra, işimiz hayra varsında “AHIM ARŞA DOKUNSUN.”

Vesselam.

Yazı kategorisi: Güncel, Yeni, İnsan

Robert Cornish

-TR-

Mart 1934. Robert Cornish insan üzerinde deneylerine başlamıştı. Dr. Robert Cornish’in laboratuvarında Lazarus’un ceseti inceleme altındaydı. Sallanma, ham bir dolaşım biçimi sağlar bu yüzde ceseti bir düzenekle sallamaya başlamıştı yani Lazarus’un atmayı bırakan kalbinin zayıf bir alternatifini yapmıştı. Yerçekimini kullanarak kan dolaşımı sağlıyordu. Berkeley merkezli labaratuvarında doktor, cesedin uyluğuna adrenalin, karaciğer özü, Arap zamkı ve kan demlemesini enjekte eder. Daha sonra Lazarus’un ağzına nefes alırmışçasına aralıklarla oksijen püskürtür, sallanan tahta yavaşça çözeltiyi vücutta yukarı ve aşağı çeker. Bu sayede vücut benzini tekrar koyulmuş motor gibi çalışmaya başlar. Bacak seğirmesi, nefes alışveriş ve açık bir kalp atışı ritmi Dr. Cornish için yeterlidir. Genelde sirk akrobatlarını ölüme meydan okuyan yüksekliklere fırlatmak için kullanılan ahşap teeterboard, Cornish tarafından çok daha tehlikeli bir şey yetiştirmek için kullanılıyordu, Yaşayan ölüler.

Problem vardı, Cornish’in nereden başlayacağı hakkında hiçbir fikri yoktu. Dönemine bakılırsa o dönemde boğulmuş bir kişiyi gün içinde canlandırmak için ortak davranışlar şunlardı:

  • Kurbanı sırtındaki bir varilin üzerinde yuvarlamak.
  • Havayı ağızlarına pompalamak için bir körük kullanmak [ve muhtemelen burunlarından dışarı doğru]. 

Bilinçsiz boğulan bir kurbanı canlandırmak bu yöntemlerle gülünç görünüyorsa, ölüleri geri getirmek için bunları kullandığınızı hayal edin. Robert Cornish, insanoğlunun bildiği hemen hemen her reanimasyon yöntemlerini denedi.1930’ların ortalarında, Cornish nihayet kazanan bir kombinasyona ulaştı: Sallanan bir teeterboard, adrenalin bazlı enjeksiyonlar…1934’te Cornish, kalbi durduktan 5 dakika sonra ölü bir köpek olan Lazarus IV’ü yeniden canlandırmayı başardı. Daha uzun süre ölü kalan köpekler o kadar iyi geri dödürülemedi. Ancak bazı nedenlerden dolayı, halk Fox Terrier’leri öldürme / zombileştirme fikrini garip bir şekilde itici buldu. Çok kötü bir basın haberinden sonra, Cornish UCLA laboratuvarından kovuldu ve daha uygun konumda, evinde çalışmalar yapmak zorunda kaldı.

Genç doktorun, insanları araştırmasının sadece insani değil, aynı zamanda hayati olduğuna ikna etmenin bir yoluna ihtiyacı vardı. Bu imkansız dilek, görünüşte sadece Robert Cornish ve araştırmasının reklamını yapmak için var olan Evrensel bir korku filmi olan Life Returns filmi kullanıldı.

Filmde, John Kendrick (Onslow Stephens), araştırmasını finanse eden bir ilaç şirketi için çalışan, yaşam restorasyonuna takıntılı bir doktordur. İşvereni onu biraz daha “pratik” bir şey çalışmaya teşvik ettiğinde, Kendrick çırpınır, delirir ve depresyona girer. Her nasılsa, doktorun oğlu Danny’nin (George Breakston) saygısını geri kazanabilmesinin tek yolunun, sevgili ölü köpeğini canlandırmak için Robert Cornish’in yardımını almak olduğu anlaşılıyor.

Cornish, Kendrick’in eski meslektaşıdır. Kendrick büyük ilaçlarla uğraşmaktadır, Cornish araştırmayı doğru şekilde yaptı ve (filmde) büyük bir başarı elde etti. Hiçbir hayvan öldürülmedi ve daha sonra bu filmin yapımında hayata döndürülmedi. Şaşırtıcı bir şekilde, Robert Cornish aslında filmde kendini canlandırıyor. Daha da şaşırtıcı olanı, filmin doruk noktasında kullanılan köpek canlandırma görüntüleri, Lazarus deneylerinden birinin gerçek görüntüleridir.

Life Returns, unutulmasaydı, halkın düşüncelerini Cornish’in lehine çevirebilirdi. Önümüzdeki on yıl boyunca, tartışmalı doktorumuz sürekli olarak belirsizliğin yaygara koparan sularında sürüklenmeye başladı. Tamamen ortadan kaybolabilirdi, eğer önerilen bir deney olmasaydı, köpekleri öldürmek ve canlandırmak, görünmez bir göle çıplak bir dalış yapan görünmez bir adam gibi görünmesini sağladı, yani hiçbir şey gibi değil ama her şeydi. Yaptıkları hiçbir şeydi ama her şeydi…

1947’de, mahkum edilen çocuk katili Thomas McMonigle, Dr. Cornish ile tuhaf bir teklifle temasa geçti. San Quentin’de ölüm cezası bekleyen Thomas, Cornish’e vücudunu sunmuştu McMonigle’yi yeniden canlandırılabileceğine inanıyordu. Tek ihtiyacı olan cesede derhal ulaşmaktı. Ne yazık ki, hapishane gardiyanı bu fikre karşı çıkmıştı. McMonigle bir gaz odasında idam edilmek üzere ayarlandı. Bu odanın, herhangi birinin güvenli bir şekilde girebilmesi adına infazdan sonra havalandırılması için en az bir saat gerekiyordu. Robert Cornish mahkûmu öldürüldükten hemen sonra diriltmek istiyorsa Cornish’te ölebilirdi. Robert Cornish in Life Returns filminde, “Şimdi otur, bu seni sadece birazcık öldürecek.” gibi psikopat replikler kullanmaktaydı belki de gerçek hayatında da bu kelimeleri deneklere fısıldadı.

Doktor bir noktada ortaya attığı diriltme kavramının kanıtı olarak bir koyunu gazla canlandıracağını söyleyerek ülke çapında manşetlere çıktı. Ancak pratik kaygıların ötesinde, daha da sıkıntılı bir yasal değerlendirme var. İdam cezasına çarptırılan biri idam edilirse, daha sonra yeniden canlanırsa, ölüm cezası ne olacak? Doktorun bu teorisi kanıtlanır ve uygulamaya konulursa geniş çapta sorunlar da yanında gelecekti. Şimdi ne düşündüğünü biliyorum. Hayvanlar üzerinde henüz mükemmelleştirmemişken, neden insanları bu tuhaf deneye tabi tutmalıyız? Dr. Cornish, sadece 5 dakika boyunca ölü olan bir köpeği canlandırmayı başardı. 

2003 yılında, Pittsburgh’daki bilim adamları, köpekleri 2 saate kadar öldükten sonra canlandırabileceğinizi keşfettiler. İlk olarak, araştırmacılar, hayvan deneklerini kana bulanarak öldürdüler. Daha sonra köpeklerin damarlarına neredeyse dondurucu bir salin çözeltisi pompaladılar. Bu, kalıcı hasarı önlemek için organlarını soğuttu. Son olarak, tuzlu su çözeltisini orijinal kanla değiştirdiler ve dikkatlice zamanlanmış elektrik şoklarıyla kalp ritimlerini tekrar var ettiler. Test edilen 27 köpeğin 24’ü canlı olarak tekrar havladı. 

Yeniden canlanma bilimi söz konusu olduğunda, pratik faydaları (yani boğulmuş, şok olmuş ve boğulmuş olanları canlandırmak) bariz sürünme faktöründen ayırmak zordur. Robert Cornish’in tuhaf araştırma tarzı kesinlikle bu ayrıma yardımcı olmadı. Yani doktorun teorisi her ölüm şeklinde öleni geri döndüremedi…

-ENG-

March 1934. Robert Cornish began his experiments on humans. Dr. Lazarus’ body was under investigation in Robert Cornish’s lab. The swaying provides a crude form of circulation so that the face began to shake the corpse with a mechanism, a weak substitute for Lazarus’s beating heart. It used gravity to circulate blood. At his Berkeley-based lab, the doctor injects an infusion of adrenaline, liver extract, gum arabic, and blood into the corpse’s thigh. It then sprays oxygen into Lazarus’ mouth at intervals as if he were breathing, the rocking board slowly pulling the solution up and down the body. In this way, the body starts to work like an engine that has been refueled. Leg twitches, breathing and a clear heartbeat rhythm. Good enough for Cornish. Often used to launch circus acrobats to death-defying heights, the wooden teeterboard was used by the Cornish to raise something far more dangerous, the Undead. There was the problem, the Cornish had no idea where to start. Judging by the period, the common behaviors to resuscitate a drowned person during the day were: Rolling the victim over a barrel on their back. Using a bellows to pump air into their mouth [and possibly out through their nose]. If reviving an unconscious drowning victim seems ridiculous with these methods, imagine using them to bring back the dead. Robert Cornish tried almost every reanimation method known to man. In the mid-1930s, Cornish finally came up with a winning combination: a rocking teeterboard, adrenaline-based injections… In 1934, Cornish, a dead dog, Lazarus IV, 5 minutes after his heart stopped. He was able to revive it. Dogs that remained dead longer weren’t able to be returned so well. But for some reason, the public found the idea of ​​killing/zombifying Fox Terriers oddly repulsive. After some very bad press coverage, Cornish was fired from the UCLA lab and had to do studies at the more convenient location, at home. The young doctor needed a way to convince people that his research was not only human, but vital. This impossible wish was used in the movie Life Returns, a Universal horror movie that ostensibly only exists to promote Robert Cornish and his research. In the movie, John Kendrick (Onslow Stephens) is a doctor obsessed with life restoration who works for a pharmaceutical company that funds his research. When her employer encourages her to work on something a little more “practical”, Kendrick stumbles, goes crazy, and falls into depression. Somehow, it turns out that the only way the doctor’s son, Danny (George Breakston) can regain his respect, is to enlist the help of Robert Cornish to revive his beloved dead dog. Cornish is Kendrick’s former colleague. Kendrick is into big pharma, Cornish did the research the right way and had great success (in the movie). No animals were killed or brought back to life later in the making of this movie. Surprisingly, Robert Cornish actually portrays himself in the movie. Even more surprising, the dog animations used at the climax of the movie are actual footage from one of the Lazarus experiments. If Life Returns hadn’t been forgotten, it might have turned public opinion in Cornish’s favour. Over the next ten years, our controversial doctor began to drift constantly in the clamoring waters of uncertainty. He could have disappeared altogether, if it weren’t for a proposed experiment, killing and resuscitating dogs made him look like an invisible man taking a nude dive into an invisible lake, so it was like nothing but everything. What they did was nothing but everything… In 1947, convicted child murderer Thomas McMonigle, Dr. Contacted Cornish with an odd proposal. Awaiting the death penalty in San Quentin, Thomas had presented his body to the Cornish, believing he could revive McMonigle. All he needed was to reach the body immediately. Unfortunately, the prison guard disagreed with the idea. McMonigle is set to be executed in a gas chamber. This room needed at least an hour to ventilate after the execution so that anyone could enter it safely. If Robert Cornish wanted to resurrect the prisoner immediately after he was killed, he could die in Cornish. In the movie Robert Cornish in Life Returns, “Sit down now, this will just kill you a little bit.” He was using psychopathic lines such as, perhaps, he whispered these words to the subjects in his real life.

The doctor made nationwide headlines by saying that he would gasify a sheep as proof of the resurrection concept he had come up with at one point. But beyond practical concerns, there is an even more troubling legal consideration. If a person sentenced to death is executed and then resurrected, what about the death penalty? If the doctor’s theory were proven and put into practice, a wide range of problems would come with it. Now I know what you’re thinking. Why should we subject humans to this bizarre experiment when we have not yet perfected it on animals? Dr. Cornish managed to revive a dead dog for only 5 minutes.

In 2003, scientists in Pittsburgh discovered that you can revive dogs after they’re dead for up to 2 hours. First, the researchers killed their animal subjects by soaking them in blood. They then pumped an almost freezing saline solution into the dogs’ veins. This cooled his organs to prevent permanent damage. Finally, they replaced the saline solution with the original blood and restored their heart rhythms with carefully timed electrical shocks. Of the 27 dogs tested, 24 barked again live.

When it comes to revival science, it’s hard to separate the practical benefits (i.e. reviving the suffocated, shocked, and suffocated) from the obvious creep factor. Robert Cornish’s peculiar research style certainly did not help with this distinction. So the doctor’s theory could not bring back the deceased in every form of death…


Kaynaklar:
Eisenberg. M. S. (2005). Kardiyopulmoner resüsitasyon bilim tarihi. J. P. Ornato & M. A. Peberdy (Eds.), Kardiyopulmoner Resüsitasyon (s. 1-9). Totowa, NJ: Humana Yayınları.
Swain, F. (2013). Bir zombi nasıl yapılır: Reanimasyon ve zihin kontrolünün gerçek yaşam (ve ölüm) bilimi Londra, İngiltere: Oneworld Yayınları.
Behringer, W. ve ark. (2003). Derin hipotermi ile askıya alınmış animasyon kullanan köpeklerde 60-120 dakikalık klinik ölümden sonra beyin hasarı olmadan hayatta kalma. Yoğun Bakım Tıbbı, 31(5), 1523-31.

Yazı kategorisi: Güncel, Genel, Kişisel Gelişim, Yeni, İnsan

262 Çevrimiçi İş fikri / 262 Online Business ideas

-TR-

Araştırarak ulaştığım, kulağa hoş gelen iş fikirlerini derledim. Bir bilgisayar ve internet ile evde para kazandıracak meslekler listemi sizlerle sunuyorum.

-ENG-

I’ve researched it, compiled some business ideas that sound good. I present with you a list of jobs that will save money at home with a computer and the Internet.

  1. Dropshipping
  2. Shopier
  3. Etsy
  4. Youtube
  5. sıfırdan Website Yaparak
  6. Oyun Geliştirmeleri Yaparak
  7. Yayıncılar için kurulum yaparak
  8. Web Yazılımcısı Olarak
  9. E-ticaret siteleri kurarak
  10. Mobil Uygulama Geliştirerek
  11. Masaüstü Desktop uygulama geliştirerek
  12. Eklenti geliştirerek
  13. Chrome eklentileri geliştirerek
  14. Web Sitesi Ayarları Yaparak
  15. Teknik Sen Yaparak
  16. Discord kanalları ayarları yaparak
  17. Mail kurulumları yaparak
  18. Yazılım ve Programlama dersleri vererek
  19. Yazımsal Güvenlik Desteği Vererek
  20. Dosya Dönüştürerek (Convert)
  21. Uygulama için analizler yaparak
  22. Web siteleri için analizler yaparak
  23. Web siteleri için kullanıcı testler
  24. Online Kod Dersleri Vererek
  25. Profesyonel Excel ve Google Sheet dosyaları geliştirerek para kazan
  26. Script Yazarak
  27. NFT geliştiricisi olarak
  28. Token Geliştirerek
  29. Web3 hakkında danışmanlık vererek
  30. Akıllı Kontratlar geliştirerek para kazan
  31. Database geliştiricisi olarak para kazan
  32. Yapay Zeka Geliştiricisi Olarak
  33. Yapay Zeka Eğiticisi Olarak Para Kazan
  34. WordPress uzmanı olarak para kazan
  35. WordPress sitesi kurarak para kazan
  36. WordPress eklentileri geliştirerek para kazan
  37. WordPress temaları yaparak para kazan
  38. Elementor Pro ile web sitesi dizayn ederek para kazan
  39. Wix ile site yaparak para kazan
  40. Mail Otomasyonları Yaparak Para Kazan
  41. Kartpostal tasarımı yaparak para kazan
  42. Vektör İzleme yaparak para kazan
  43. Twitch Mağazası yaparak para kazan
  44. Makaleler ve Blog Yazıları yazarak para kazan
  45. Tercüme yaparak para kazan
  46. Yazıları Düzeltme ve Düzenleme yaparak para kazan
  47. CV hazırlayarak para kazan
  48. Motivasyon Mektupları yazarak  para kazan
  49. LinkedIn Profilleri hazırlayarak para kazan
  50. Reklam Metni yazarak para kazan
  51. Satış odaklı (Sales Copy) yazarak para kazan
  52. Sosyal Medya İçerikleri Hazırlayarak para kazan
  53. E-posta İçerikleri Hazırlayarak para kazan
  54. Kitap Editörü Olarak para kazan
  55. Senaryo yazarak para kazan
  56. Podcast içerikleri ve akışı yazarak para kazan
  57. Kitap okuyarak para kazan (Beta Reading)
  58. Yaratıcı Yazarlık yaparak para kazan
  59. Marka Kimliği Oluşturarak Para Kazan
  60. Konuşma Metinleri Hazırlayarak Para Kazan
  61. Teknik yazı hazırlayarak para kazan
  62. İş ilanları için açıklamalar yaparak para kazan
  63. White paper yazarak para kazan
  64. Web sitesi içeriği hazırlayarak para kazan
  65. Ürün Açıklamaları yazarak para kazan
  66. Basın Açıklamaları Yazarak Para Kazan
  67. Markalar için isim ve slogan bularak para kazan
  68. Video veya Seslerin Transcriptini çıkartarak para kazan
  69. Video editörü olarak para kazan (Montaj)
  70. Videolara Şarkı Sözü Yaparak Para Kazan
  71. Kısa Video Reklamları Hazırlayarak Para Kazan
  72. Animasyonlu Açıklamalar Yapara Para Kazan
  73. Karakter Animasyonu Yaparak Para Kazan
  74. Herhangi bir şarkı ile dans edip videosunu çekerek para kazan
  75. Logo Animasyonu yaparak para kazan
  76. Videolar için İntro ve Outro yaparak para kazan
  77. Görsel efektler hazırlayarak para kazan
  78. Videolara Altyazı yazarak para kazan
  79. Müziklere özel video çekerek para kazan
  80. Başkaları için sözcü videolar yaparak para kazan Spokespersons
  81. Kutu Açma Videoları Çekerek Para Kazan
  82. Hareketli GIF’ler yaparak para kazan
  83. 3D Ürün Animasyonu yaparak para kazan
  84. E-Ticaret Ürün Videoları yaparak para kazan
  85. Ürün Fotoğrafçılığı yaparak para kazan
  86. Reklam videoları çekerek para kazan
  87. Web Sitesi Animasyonları yaparak para kazan
  88. NFT Animasyonları yaparak para kazan
  89. Kurumsal Videolar yaparak para kazan
  90. Uygulama ve Web Sitesileri için Promosyon Videoları Yaparak Paran
  91. Yayıncılar için Animasyon yaparak para kazan
  92. SEO Arama Motoru Optimizasyonu yaparak para kazan
  93. Slayt Gösterisi Videoları hazırlayarak para kazan
  94. Kitle Fonlamaları için videolar hazırlayarak para kazan
  95. Meditasyon Videoları hazırlayarak para kazan
  96. Çocuklar için Animasyon videoları yaparak para kazan
  97. Yazıları videoya dönüştürerek para kazan
  98. Oyun Fragmanları yaparak para kazan
  99. Kitap Fragmanları yaparak para kazan
  100. Emlak Promosyon videoları yaparak para kazan
  101. Herhangi bir konuda eğitici videolar hazırlayarak para kazan
  102. Videolara Renklendirme Yaparak Para Kazan
  103. Videolar için After Effect yapara para kazan
  104. Web siteleri ve uygulamar için ekran kaydı videoları yaparak para kazan
  105. Ürün Fotoğrafçılığı Yaparak Para Kazan
  106. Moda fotoğrafçığı yaparak para kazan
  107. Düğün Fotoğrafçığı yaparak para kazan
  108. Düğün Videoculuğu yaparak para kazan
  109. Drone ile videolar çekerek para kazan
  110. Sen danışmanlığı vererek para kazan
  111. See Checkup raporu vererecek para kazan
  112. Yerel SEO yaparak parak kazan
  113. Pazarlama stratejisi geliştirerek para kazan
  114. Halkla ilişkiler uzmanı olarak para kazan
  115. İçerik pazarlama uzmanı olarak para kazan
  116. Video hazırlayarak para kazan
  117. Email Kampanyaları Tasarımları yaparak para kazan
  118. Google Analytics uzmanı olarak para kazan
  119. SMS Mesajı pazarlaması yaparak para kazan
  120. Kitle fonlaması (Crowdfunding) danışmanlığı yaparak para kazan
  121. Arama Motoru Pazarlaması (SEM) yaparak para kazan
  122. Reklamlar için görsel tasarımlar yaparak para kazan
  123. E-ticaret siteleri için optimizasyon ve kampanya yaparak para kazan
  124. Influencer
  125. Elektronik pdf kitap
  126. Wordads
  127. Blog
  128. Seslendirme yaparak para kazan
  129. Müzik Prodüsürü olarak para kazan
  130. Kişiye özel müzik yaparak para kazan
  131. Müzikler için Vokal yaparak para kazan
  132. Kişiye özel şarkı yazarak para kazan
  133. Kişiye özel müzik sanatçıcı olun
  134. Şarkıları Mix ve Mastering yaparak para kazan
  135. Online Şarkı Söyleme Danışmanlığı vererek para kazan
  136. Online Gitar Dersi Vererek Para kazan
  137. Online Keman Dersi Vererek Para kazan
  138. Online Piyano Dersi Vererek Para kazan
  139. Online Batari Dersi Vererek Para kazan
  140. Online Ukulele Dersi Vererek Para kazan
  141. Online Beatboxing Dersi Vererek Para kazan
  142. Podcast Düzenlemeleri yaparak para kazan
  143. Şarkı Sözü yazarak para kazan
  144. Beat Yaparak para kazan
  145. Sesli Kitap Seslendirerek Para Kazan
  146. Sesli Kitap Master ve Mix yaparak para kazan
  147. Ses efektleri yaparak para kazan
  148. Sesli reklamlar hazırlamak para kazan
  149. Postcastler için intro hazırlayarak para kazan
  150. Ses dosyalarını temizleyip, düzenleyerek para kazan
  151. Şarkılara melodi yaparak para kazan
  152. Profesyonel bir DJ drop üreterek para kazan
  153. Kişiye özel DJ mix yaparak para kazan
  154. Kişiye özel Remix Müzikler yaparak para kazan
  155. Logo tasarımı yaparak para kazan
  156. Marka Kimliği Oluşturarak Para Kazan
  157. Oyunlar İçin Çizim Yapara Para Kazan
  158. Yayıncılar için Grafikler Yaparak Para Kazan
  159. Kartvizitler Tasarlayarak Para Kazan
  160. Sanal Asistanlık Yaparak Para Kazan
  161. E-ticaret yöneticisi olarak Para Kazan
  162. Pazar Araştırması Yaparak Para Kazan
  163. Şirketlere Hukuk Danışmanlığı Yaparak Para Kazan
  164. Şirketlere Finansal Danışmanlığı Yaparak Para Kazan
  165. Şirketlere Yazılım Danışmanlığı Yaparak
  166. Şirketlere Pazarlama Danışmanlığı Yaparak
  167. Şirketler için İş Planı Oluşturarak
  168. Startuplar için Finans Modellemesi Yaparak
  169. Müşteri Hizmetleri Desteği Vererek
  170. İş danışmanlığı vererek
  171. İK Hizmeti vererek
  172. Kariyer Danışmanlığı Vererek
  173. Sunum hazırlayarak
  174. Online Etkinlikler Yöneterek
  175. Proje Yöneticisi Olarak
  176. Tedarik zinciri yöneticisi olarak
  177. Oyun Konsept Tasarımı Yaparak
  178. Online Seyahat Danışmanı
  179. İllüstrasyon yaparak Para Kazan
  180. NFT tasarımları yaparak para kazan
  181. Desen Tasarımları yaparak para kazan
  182. Ambalaj ve Etiket Tasarımı yaparak para kazan
  183. Broşür tasarımı yaparak para kazan
  184. Poster tasarımı yaparak para kazan
  185. Tabela Tasarımı yaparak para kazan
  186. El ilanı tasarımı yaparak para kazan
  187. Kitap Tasarımı yaparak para kazan
  188. Albüm Kapak Tasarımı yaparak para kazan
  189. Podcast Kapak Resmi yaparak para kazan
  190. Web sitesi tasarımı yaparak para kazan
  191. Uygulama Tasarımı yaparak para kazan
  192. Kullanıcı Deneyimi Tasarımı yaparak para kazan
  193. Açılış Sayfası Tasarımı yaparak para kazan
  194. Sosyal Medya Tasarımı yaparak para kazan
  195. E-posta Tasarımı yaparak para kazan
  196. Simge Tasarım yaparak para kazan
  197. AR Filtreleri ve Lensler yaparak para kazan
  198. Katalog Tasarımı yaparak para kazan
  199. Davetiye Tasarımı yaparak para kazan
  200. Portreler ve Karikatürler yaparak para kazan
  201. Karikatürler ve Çizgi Romanlar yaparak para kazan
  202. Dövme tasarımı yaparak para kazan
  203. Web Afişleri yaparak para kazan
  204. Photoshop Düzenleme yaparak para kazan
  205. Mimari Çizimler ve İç Tasarım yaparak para kazan
  206. İnşaat mühendisi olarak online para kazan
  207. Peyzaj tasarımı yaparak para kazan
  208. Yapı Bilgi Modellemesi yaparak para kazan
  209. Karakter Modelleme yaparak para kazan
  210. Endüstriyel Ürün Tasarımı yaparak para kazan
  211. Moda Tasarımı yaparak para kazan
  212. Tişört ve Ürün Tasarımı yaparak para kazan
  213. Takı tasarımı yaparak para kazan
  214. Sunum Tasarımı yaparak para kazan
  215. İnfografik Tasarımlar yaparak para kazan
  216. Özgeçmiş Tasarımı yaparak para kazan
  217. Storyboard (Film Şeridi) yaparak para kazan
  218. Araba Kaplama yaparak para kazan
  219. Menü Tasarımı yaparak para kazan
  220. Site yazarlığı
  221. Çevirmen
  222. Editör
  223. 2. El eşya satışı (letgo, ebay…)
  224. Eğitmenlik
  225. Sanal asistan
  226. Canlı yayın açarak
  227. Podcast
  228. Stok içerik üreterek
  229. Domain al-sat
  230. Web sitesi veya logo tasarımı
  231. Borsa
  232. Kripto
  233. Altın-gümüş al-sat
  234. Sosyal Medya İçerikleri Hazırlayarak
  235. Petsurfer
  236. Upwork
  237. Fiverr
  238. Ses Efektleri Yaparak
  239. bionluk
  240. Armut.com
  241. Script Yazarak
  242. Uygulama veya oyun yapmak
  243. Affilate
  244. Patreon
  245. Yazıları Videoya Dönüştürerek
  246. Kişiye Özel Müzik
  247. Anket
  248. Hareketli Gifler Yaparak
  249. Dosya Dönüştürerek (Convert) 
  250. Proje Yöneticisi
  251. Müşteri Hizmetleri
  252. Start-Up fikri vererek
  253. Sunum Hazırlayarak
  254. Seslendirme Yaparak
  255. Discord
  256. Çevrimiçi Etkinlikleri Yöneterek
  257. Eklenti Geliştirerek
  258. Bug Fix
  259. İçerik Pazarlama
  260. Altyazı Yazarak
  261. Spokespersons
  262. Reklam Metni Yazarak

Yazı kategorisi: Dini İçerikler, Eğitim, Güncel, Genel, Tarih, Yeni, İnsan

Türk Mitolojisi ve Türk Dini Tengri/ Türk Mythology and Türk Religion Tengri

-TR-

*Scroll to the end of this page to read it in English. Our translated article in English is available at the bottom of this page. If you want other language support, you can use the translate plugin that appears on the left and right in this page. Translate plugin includes all languages.

Zamanı sonsuz olarak yalnızca tengri yaşar, insan ise iyi yaşayıp ölmek için dünyaya gelmiştir. -Orhun Abideleri

Türkler tarih sahnesine çıktığı zamanlarda tengri dini ile dünyaya bakardı. Tengri dini iyiyi öğütler. Bu dinde hayvan ve doğa kutsaldır. Tanrı somut bir yaratıcıdan ziyade yaşatandır. Tanrı tengri dininde yaşamın kendisidir. Tengri dininde ibadet doğaya karşı yapılır. Tengri dini insanlara bir şey dayatmaz insan sadece iyi yaşamalıdır ve çevresine de zarar vermemelidir. Bu din aslında doğa ile iç içe yaşamak için oldukça iyidir. Diğer dinler gibi belirli günlerde sayılı ibadet hareketleri veya şekilleri yoktur. Bir insanın yaşaması için gereken ne varsa tengri dini için o ibadettir. Bu dinde bir insan herhangi bir canlıya sebepsiz yere zarar veremez. Ya canını kurtarmak için ya da o canlıyı kurban ederek yemek için zarar verebilir. Kainattaki bütün varlıklar bu eşittir. Tüm canlılar sınıflamalar şeklinde yaşam zincirinin birer halkasıdır. Dinin en büyük öğretisi doğa ile uyum içinde, doğaya ve canlılara saygı içinde yaşamaktır. Tengri dininde kötülük yapan insanlara dünyada tanrı ceza vermez. Çünkü bu dinde tanrı eli sopalı bir insan gibi algılanmaz. İnsan doğayı kirletirse cezasını doğada çeker. İnsan hayvana zarar verirse cezasını kırılan zincir halkasına geldiğinde öder. Mesela bir bölgede sırf soktuğu için sebepsiz yere tüm yılanları öldürürseniz o bölgede yılanın beslendiği fare ve köstebek gibi diğer canlıların istilasına uğrar, bir başak dahi buğday büyütemeden açlıktan ölebilirsiniz. Bu ceza değilde nedir? Bu dinde peygamber mehdi gibi aracılar yoktur ve olamaz. Çünkü bütün varlıklar tengri yani doğa önünde eşittir. Kimse seçilen veya diğerinden önemli bir konuma sahip değildir. Tengri dinin bir kitabı veya yazılı bir kutsal kanunlar belgesi yoktur çünkü bunlar insanın eseridir. Tanrının kurallarının yazılmaya ihtiyacı yoktur. Tengri dinin kitabı doğanın ta kendisidir. Doğayı iyi okuyan tengri dininin kitabını da iyi okumuştur. Tengri dininde yasalar ve kanunlar yoktur. Farzlar ve sünnetler yoktur. İyiler ve kötüler de tengri dininde belirlenmez. Tengri dini başka dinlere küfretmez çünkü tengri dinine göre dinler de yoktur. Tek tanrı vardır. O da insanın koyacağı, insan aklıyla yapılacak demokrasi, bürokrasi işleriyle kainatı yönetmez. İnsan üstü bir güçle yönetir. Toplum kurallarını bu dinde insan belirler. Bir eve ne zaman et gireceğini, kaç çocuk doğacağını insan belirler. Tengi dininde diğer dinlere kıyasla erkek egemenliği yoktur. Tüm canlılar eşittir. Tengri dininde Arapların “kadın cadıdır öldür gitsin”, “Kız çocuğu öldürün”, “Çocuğunuzu kurban olarak kafasından kesin” gibi şeyler asla ve katiyen yoktur ve bu tür şeyler tengri dininde kabul edilemez. Tengri dinine mensup toplumlarda bu tarz arap kültüründeki gibi insanlık dışı, doğaya ve canlılara zarar veren uygulamalar cezalandırılır. Toplumlar kendi kurallarıyla bu tür kişi ve toplulukları tengrinin hediyesi doğayı korumak için cezalandırmıştır. Tengri dinine göre her canlı topluluğu kendi kurallarını oluşturmalıdır. Kuralsız bir toplum yanlışa sürüklenebilir ve doğayı kirletebilir. İnsan üstün bir ırk değildir. İnsan farklı bir ırktır. Karınca düşününü, kendi kuralları vardır. Örneğin sürü pskolojisiyle hareket ederler ve en önemli öncelikleri doğanın imkan verdiği kadar yaşamaktır. İnsan da karıncalara gibi çalışır, yemek depolar ve topluluklar halinde yaşar. İnsandaki düşünme ve akıl becerisi insan ırkının gücüyle doğru orantılı olarak insana tengri tarafında verilmiştir. Aslında her şey eşittir. Bir fil mi güçlüdür? Bir insan mı? Tabi ki fil büyüktür ve fil güçlüdür ama görüyoruz ki insan ürettiği silah ve tuzaklarla filleri oyuncak gibi öldürebiliyor ve çoğu canlıların neslini insan tüketiyor. Şimdi soruyorum insan mı güçlü? Fil mi? Eğer tengri dini dünyaya yayılmış olsaydı ve herkes tarafından benimsenmiş olsaydı katledilen kadınlar ve sırf ibadet yapmadı diye işkencelerle öldürülen canlılar olmayacaktı. Tengri dininde canlılar tek eşli olarak yaratılmıştır. Diğer dinlerin emrettiği erkil emirlerin yani istdiğin kadar kadın al gibi erkek zevkine odaklı emirler tengri dinine aykırıdır. Tengri dininde kadın eş ve erkek eş olarak 1 kadın, 1 erkek vardır. Fakat kadın ve erkek ortak bir karara varıp isterse haneye 3. bir gönüllü eş girebilir. Fakat bu durum nadir ve aykırıdır. Çoğu Türk kadını ve erkeği eşleri öldüğünde yalnız yaşamış ve yalnız ölmüştür. Tabi ki eş ölümü sonrası tekrar evlilik de tengri dininde insanın seçimine bırakılmıştır. Tengri dininde bir düzen kurulması için çaba yoktur. Zaten tengri düzenin ta kendisidir. Siz bu düzene uymazsanız zincirin dışında kalırsınız ve kendiniz ellerinizle cazalandırılmış olursunuz. Tengri dininde herkes eşit besin kaynaklarına sahiptir. Güçlü olan avladıklarını güçsüzlerle paylaşmalıdır. Tıka basa doymak hoş karşılanmaz. Herkesin karnının dolu olması gereklidir. Herkes tok ise doğa işliyor ise bu tengri ve tengriye uyan canlılar sayesindedir. Tengri dini tüm canlıların dinidir. İnsanların tengriyi benimsemeleri veya uymamaları tengri için bir şey farkettirmez. Tengri dini bir insan aracılığıyla dinini yaymaya, dinine girmeyenlere yaptırım uygulamaya da çalışmaz. Çünkü buna ihiyacı yoktur. Tengri dini, yerine başka ırkların elleriyle çıkarılmış ağır ölümcül yaptırımları olan korkutucu dinler yüzünden gün geçtikçe unutulmaktadır ve unutuldukça insan kainat yolundan sapmaktadır. Tengri kendisine dua edilmesini istemez. Çünkü yarattıklarının düzen içinde yaşaması onun için bir dua niteliği taşır. Tengri ile şaman kültürü karıştırılmaktadır fakat şaman kültürü bir din değil insanların topluluklarının belirlediği bir kültürdür. Tanrıyı anlama ve ona teşekkür etme şeklidir. Tengri dini şaman kültürüyle ilgili değildir. Tengri her şeydir.

Tengri tek tanrıdır fakat ona mensup olanlar onu tam anlamadığı için her şeyde tengriyi görmüştür. Her gördüğü tengri suretine de isimler vermişlerdir. Tengrinin doğayı korumak içi her şeye bir manevi koruyucu koyduğuna inanmışlardır. Bu koruyucular tengrinin bir parçasıdır ve hepsi tengridir. Yani kainat ve doğanın ta kendisidir. Bunlar şöyledir:


Tengri – Gök tanrısı. Her şeyin kendisidir. Kainat düzeninin ta kendisidir. Tengri, Göksel küreyi kontrol edendir.

Photo by Pixabay on Pexels.com


Kayra (veya Kaira) – Türk mitolojisinde Tanrı’nın ruhu ve yaratıcı tanrıdır. Gök tanrısının bir parçasıdır. Gök tanrı Tengridir.

Photo by Myriams Fotos on Pexels.com


Erlik veya Erklik-Erklikhan – Ölülerin ve yeraltı dünyasının tanrısı. Tengri dinine mensup kişilerde öldükten sonra yapılan iyilik ve kötülüklerin bir karşılığı vardır. Ve bu karşılık için tanrının diğer bir parçası Erliktir. Erlik yeraltının yönetici gücüdür.

Photo by Ellie Burgin on Pexels.com


Ülgen (veya Ulgen) – İyiliğin düzenleyicisi. Kayra’nın (Gök tengri’nin) parçası. “Türk” ve “Moğol” mitolojisinde canlıları oluşturan güçtür.

Photo by Vladimir Blyufer on Pexels.com


Mergen –. Kayra’nın parçası. Bolluk ve bilgi düzenleyicisidir. Bilgeliktir.

Photo by RF._.studio on Pexels.com


Kızagan – Avrupa Hunlarının savaş düzenleyicisi. İlk Türklerin bir savaş tanrısı yoktu. Kızagan, Kayra’nın parçası ve Ulgan’ın kardeşidir.

Photo by Gladson Xavier on Pexels.com


Umay veya Umai – Bereket düzenleyicisi. Tanrının dünyaya indirdiği düzeni sağlayan yaratılışa yardım eden dişiler, anneler ve çocuklar ile ilgili düzenleyici ve bunların hepsinin içindeki enerjidir.

Photo by Pixabay on Pexels.com


Kubai – Doğum ve çocuk koruyucu enerjisi. Doğum yapan kadınları korur. Çocuklara ruh verir.

Photo by Rodolfo Quiru00f3s on Pexels.com


Koyaş veya Kuyaş – Güneş ve Işık düzenleyicisi. Koyaş, Gök Tengri’nin yani doğanın parçasıdır.

Photo by Lachlan Ross on Pexels.com


Şimdilik bu kadarına değiniyorum çünkü bu ulu dinin inanılan düzenleyici enerjileri daha fazla ve bir yazıda bunların hepsinin geçmesi yazıyı uzatacaktır. Başka bir yazımda da Türk kültürü ve ananesinde Gök Tengrinin suretlerini yani düzenleyici enerjilerinin isimlendirmelerine daha detaylı değineceğim takipte kalın bizimle aile olarak liveterra olarak yaşayın.

*Not: Bu site reklam ücreti almamaktadır. Size sunulan tüm makaleler gönüllülük esasına göre evrenin iyiliği için, bilgi paylaşımı ve gelecek nesillere katkı için sunulmaktadır. Sitede gösterilen reklamlar domain sahibi olan wordpress’e aittir ve gelirleri uncef gibi hayır kuruluşlarına aktarılmaktadır.

Sizleri seviyoruz bir beğeniyi ve dostlarınızla bu yazıyı paylaşmayı esirgemeyin. Teşekkürler.

-ENG-

Only tengri lives eternally, man was born to live and die well. -orhun monuments

When the Turks appeared on the stage of history, they looked at the world with the tengri religion. Tengri religion preaches the good. In this religion, animals and nature are sacred. God is a living, rather than a concrete creator. God is life itself in tengri religion. In Tengri religion, worship is done against nature. Tengri religion does not impose anything on people, one should only live well and not harm their environment. This religion is actually quite good for living in harmony with nature. Like other religions, there are no numbered acts or forms of worship on certain days. Whatever is necessary for a person to live is worship for the tengri religion. In this religion, a person cannot harm any living creature for no reason. He can harm either to save his life or to eat that creature by sacrificing it. All beings in the universe are equal. All living things are a link in the chain of life in the form of classifications. The greatest teaching of religion is to live in harmony with nature, with respect to nature and living things. In the Tengri religion, God does not punish people who do evil in the world. Because in this religion, God is not perceived as a person with a stick. If a person pollutes nature, he will be punished in nature. If a person harms an animal, he pays the penalty when he reaches the broken chain link. For example, if you kill all snakes for no reason in a region just because they sting, they will be invaded by other creatures such as mice and moles that the snake feeds on, and you can die of hunger before you can grow a single ear of wheat. If this is not punishment, what is? There are not and cannot be intermediaries in this religion like the prophet Mahdi. Because all beings are equal before tengri, that is, nature. No one has a position chosen or more important than the other. Tengri religion does not have a book or a written document of sacred laws because they are the work of man. God’s rules need not be written down. The book of Tengri religion is nature itself. He also read the book of the tengri religion, which reads nature well. There are no laws and laws in Tengri religion. There are no fards and sunnahs. The good and the bad are not determined in the tengri religion. Tengri religion does not curse other religions because there are no religions according to tengri religion. There is only one god. He, too, will not rule the universe by means of democracy and bureaucracy that will be made by the human mind. He rules with superhuman strength. In this religion, people determine the rules of society. People determine when meat will enter a house and how many children will be born. There is no male dominance in Tengi religion compared to other religions. All living things are equal. Things like “the woman is a witch, kill her”, “Kill the girl”, “Cut your child off the head as a victim” are never and absolutely not acceptable in the Tengri religion. In societies that belong to the Tengri religion, inhumane practices that harm nature and living things are punished, as in Arab culture. Societies have punished such people and communities with their own rules to protect nature, the gift of tengri. According to the Tengri religion, every living community must establish its own rules. An unruly society can go wrong and pollute nature. Man is not a superior race. Man is a different race. Think ant, it has its own rules. For example, they act with a herd psychology and their most important priority is to live as much as nature allows. Humans work like ants, store food and live in communities. The ability to think and reason in human beings has been given to man on the side of tengri in direct proportion to the power of the human race. In fact, everything is equal. Is an elephant strong? Is it a human? Of course, the elephant is big and the elephant is strong, but we see that humans can kill elephants like toys with the weapons and traps they produce, and humans are consuming most living things. Now I ask, is man strong? Film? If the tengri religion had spread around the world and had been adopted by everyone, there would not have been women killed and creatures killed by torture just because they did not worship. In the Tengri religion, living things were created as monogamous. The masculine orders ordered by other religions, namely take as many women as you want, are against the tengri religion. In Tengri religion, there is 1 woman and 1 man as wife and husband. However, if both men and women come to a common decision, a third voluntary spouse can enter the household. But this is rare and unusual. Most Turkish women and men lived and died alone when their spouses died. Of course, remarriage after the death of the spouse is left to the choice of the person in the tengri religion. There is no effort to establish an order in the Tengri religion. In any case, tengri is the order itself. If you do not follow this order, you will be out of the chain and you will be punished with your own hands. In the Tengri religion, everyone has equal food sources. The strong should share their prey with the weak. Being stuffed is not welcome. Everyone should have a full stomach. If everyone is full and nature is working, it is thanks to tengri and living things that fit tengri. Tengri religion is the religion of all living things. It makes no difference to tengri whether people adopt tengri or not. Tengri is a religious human instrument

Tengri is the only god, but since those who belong to him did not fully understand him, he saw tengri in everything. They gave names to every tengri image they saw. They believed that tengri puts a spiritual protector on everything in order to protect nature. These protectors are part of tengri and all are tengri. In other words, it is the universe and nature itself. These are:

Tengri – God of the sky. It is everything itself. It is the order of the universe itself. Tengri is the one who controls the Celestial sphere.

Photo by Pixabay on Pexels.com

Kayra (or Kaira) – In Turkish mythology, she is the spirit of God and the creator god. It is part of the sky god. The sky god is Tengri.

Photo by Myriams Fotos on Pexels.com

Erlik or Erklik-Erklikhan – God of the dead and the underworld. There is a reward for the good and bad deeds done after death in people who belong to the Tengri religion. And for this response, another part of the god is Erlik. Erlik is the ruling power of the underground.

Photo by Ellie Burgin on Pexels.com

Ulgen (or Ulgen) – The organizer of goodness. Part of Kayra (Gök tengri). It is the power that creates living things in “Turkish” and “Mongol” mythology.

Photo by Vladimir Blyufer on Pexels.com

Mergen –. Part of Kayra. It is the organizer of abundance and knowledge. It is wisdom.

Photo by RF._.studio on Pexels.com

Kizagan – The war organizer of the European Huns. The first Turks did not have a war god. Kızagan is part of Kayra and brother of Ulgan.

Photo by Gladson Xavier on Pexels.com

Umay or Umai – Prosperity regulator. It is the organizer of females, mothers, and children, and the energy within all of them, that helps the creation that maintains the order that God has revealed to the world.

Photo by Pixabay on Pexels.com

Kubai – Birth and child protective energy. It protects women who have given birth. It gives spirit to children.

Photo by Rodolfo Quiru00f3s on Pexels.com

Koyas or Kuyas – Sun and Light modifier. Koyaş is part of Gök Tengri, that is, nature.

Photo by Lachlan Ross on Pexels.com

I’m mentioning this much for now because the believed regulative energies of this great religion are more and it would make the writing longer to go through all of them in one article. In another article, I will talk about the naming of the Gök Tengri in more detail in Turkish culture and tradition, stay tuned, live with us as a family as a family.

*Note: This site does not charge advertising fees. All articles submitted to you are presented on a voluntary basis for the good of the universe, for knowledge sharing and contribution to future generations. The ads shown on the site belong to wordpress, which owns the domain, and its revenues are transferred to charitable organizations such as uncef.

We love you, do not hesitate to give a like and share this article with your friends. Thank you.

Yazı kategorisi: news, İnsan

DİLEK

“Gülmeyi unutan yaşlı gözlere, mutluluktan bir haber ver dilek taşı…”

Efkarımız birikti, taştı. Lakin sitemimiz kadere değil. Bu yalan dünyanın keşmekeşi içerisinde bizi sırtımızdan vuranlara. Mazlumları ağlatıp, zalimler ile el sıkışanlara. Gidecek, yürüyecek nice yolu olan minik yüreklere, çocuklara kıyanlara. Yazımızı güze hazana, günümüzü geceye çalanlara. Bizi gamzede kılıp, devamıza mani olanlara…

Ama gün döner. Allah kerim, hak bakidir. Umut edenlere, sabrını ekmek bilenlere yollar taştan değil, su gibidir. Nimetimizin ve rızkımızın sahibi rahman ve rahimdir.

Sabredin Ey Dostlar!!! Bu günlerde geçicidir.

Duam o dur ki;

Rabbim yüreği güzel olanı, niyeti halis olanı, hakkı bilip gözeteni, mazluma el kuçak olanı, yalan ile savaşanı, derde derman olanı korusun, gözetsin, arttırsın. Nimetimiz bir iken, şükrümüzü bin eylesin. Verdiğinde nimet, vermez ise hikmet olduğunun bilincine hepimizi eriştirsin. Kullarının eline, diline düşürmesin; insafına muhtaç etmesin. Dermansız dert, dertsiz gönül nasip etmesin. Güzel yollara revan olmayı; gençliğimizi, sağlığımızı, ilmimizi ve aklımızı hayırlar uğruna harcamayı nasip etsin. Ufkumuzu, gönlümüzü, merhametimizi, cömertliğinizi umman gibi sonsuz kılsın. Huzurumuzu, sağlığımızı, dirliğimizi ve birliğimizi daim etsin. Çorak gönüllerimizden, bereketli yağmurlarını eksik etmesin. Kin, nefreti söküp alsın içimizden de; baharlar bayramlar dünyayı sarsın. Rahmetini gökyüzünden, bereketini yeryüzünden eksiltmesin. Dualarımızı kabul ve makbul eylesin. Gözünüze yaş, gönlünüze gam ilişmesin. Neşemiz daim, yüzümüz aydınlık, yolumuz bahtımız her daim açık olsun. Sağlıcakla kalın ey ehl-i dünya. Sağlıcakla…

Dünya size, uçmağ bize kalsın.

✋🏻🌿🌸

Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

ARAYIŞ

‘’ Bir fırtına tuttu bizi, Deryaya kardı.O bizim kavuşmalarımız, Mahşere kaldı…’’

İnsan ne ile yaşar, ne ile yaşamaz diye düşünürüz ya bazen. İnsan nelere alışır, nelere dayanamaz? Tam o vakit Şeker Portakalı kitabından bir kesit düşer aklıma.

“Zeze : Acılarım kaç gün sürecek Portuga ? Portuga : En fazla 40 gün. Zeze : 40 gün sonra geçecek mi? Portuga : Hayır, alışacaksın.” diyor ya kitapta.

Ademoğlu var oldukça, nefes aldıkça, yerinden kalkıp adım attıkça her şeye alışır. Her şeyle yaşar. Acıyla da, tatlıyla da. Kalabalık, yalnızlıkla da.

Mevlana der ya; “. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar.Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur…”Düşmem” dersin düşersin, “Şaşmam” dersin şaşarsın.En garibi de budur ya; “Öldüm” der durur, yine de yaşarsın.

Dünya sadece güzelden mi ibarettir? Değildir elbette. Gözyaşının yeri hayatımızda nerededir, hatanın yeri nerede ? İnsan var oldukça, hep bir arayış içerisinde. Kendinin, evrenin, dünyanın, hatta tanrının bile arayışı içerisinde.

Seyyidhan Kömürcü İnsan şiirinde ‘’Sanki kuyumu beğenmeye geldim.’’ şeklinde seslenir ya bizlere.

İnsan sürekli bir mutlak arayışında. Hep bir son peşinde. Oysa fani olan insan, nasıl mutlak bir duruma erişir? Hepimiz biliriz. Fani olan, gelip geçicidir.Fani insan nasıl bir mutlağa vakıf olur?

Sorunun cevabı net. Olmaz,olamaz . Bir konaklık zaman değil miydi dünya insana. Dünya yurdu gelip geçici değil miydi? Ömür dediğin bir ezan ile bir sela arası değil mi?Ölüm dahi bir mutlak son değil, ahiret yurdu var iken.

Neyin kaygısındayız, nelerin kavgasında.Bugün güzel olan yarın çirkin iken, bu ciddiye almalar niye? Belki bu gece ömrünüzün son gecesi iken, bu uyuklamalar boşa.Aldığınız nefes, gördüğünüz gün belki son iken, yüzünüzdeki acı yerini tatlı bir tebessüme bırakacak iken bu tasalanma niye.

İnsan ne yaparsa yapsın mutlak bir sona ulaşamaz. Her zaman iyi olamaz. Her zaman sağlıklı olamaz. Her şeyin zıttı ile anlam bulduğu bu dünyada ne iyilik mutlak, ne de kötülük.

Siz siz olun bugününüzü iyi değerlendirin. Mutlak arayışı içinde ömrünüzü heba etmeyin. Yürüdüğünüz yolu, kucakladığınız günü ziyan etmeyin. Vardır her işte bir hayır diyerek maddenin içindeki manayı keşfedin. Zihninizi yormayın, yüzünüzü soldurmayın. Gönlünüzü gamlandırmayın. Kıymet verip, vefayı ilke edinin. Rastlantılarınızı , olanlarınızı, olmayanlarınızı, eğrinizi,doğrunuzu sevin. Şimdi bir derin nefes alın ve mutlağı olmayan bu yolda devam edin vesselam.

Sağlıcakla kalın, varolun ey ehl-i dünya. Sağlıcakla…

Yazı kategorisi: Genel, OKU, İnsan

ESKİ

Bezm kelimesi “ Sohbet meclisi” anlamına gelir. 15 Mayıs 2021’den bu yana, yazılarımda, sizler ile birlikte kurduğumuz sohbet meclisinin bir örneği aslında. Nicesine. İyiki varsınız dostlar. Vesselam

Her şey eski. Burası dünya. Üç günlük. Doğduk, büyüdük ve öldük. Burası dünya. Her şeyin geldiği, geldiği gibi geçip gittiği bir konaklık zaman insana.

Mustafa KUTLU’nun Uzun Hikayesinden;

– “Kızken kaçtın geldin bana. Mantonun pembesi soldu, hâlâ da aynı ayakkabı. Alamadım ki sana şöyle her şeyin iyisinden.“

+ “ Ayakkabılar eskir be Ali’m, her şey eskir. Bak sen hala sevdiğim adamsın, sen eskime…”

Eskir mi her şey? Anlamsızlaşır mı? Yitip gider mi? Ruhlarımız Kalü-Beladan bu yana eskiyor mu mesela? Tasavvuf ehli insanın acı çekmesini bu duruma yorar. Ruhun Kalü-Beladan ayrılıp, dünyaya varmasına. “Elesti bi Rabbiküm” sorusuna cevap verip, Rabbimiz ile kavilleştiğimiz günden bu yana ruhlarımız o büyük günü bekliyor. Her biri zamanını mı eskitiyor?

Nefesi, yolları, ömrü; hatta her şey eskir gibi gelir insana. Aslında eskidiğini sandığınız yerlerden dallanan yeniden büyüyen bir çınarsınız. Yürüdüğünüz yol nefesinizi tüketsede, sizi büyütüyor. Ham meyve iken kekremsi tadınızdan kurtuluyorsunuz. Tırtılken kelebek oluyorsunuz. Dallarınız budandıkça daha da gürleşip koca bir ağaç oluyorsunuz gölgesinde soluklanan, bunalıp yorulana soluk olan.

Bu yazıyı okuyan kıymetli dostum. Hiçbir şey eskimez. Eskidiğini düşündüğünüz her şey aslında sizin emek verdiğiniz, hayalini kurduğunuzdur. Her düşen takvim yaprağı, yolunuzun bir adımıdır.

Duam o dur ki;

Kanatlarınızın kırılmadığı, özgürce uçtuğunuz; umudunuzun çoşkun akan nehirler gibi dolup taştığı; değil namerde merde bile muhtaç olmadığınız; kulların insafına, eline kalmadığınız; vefa kadir kıymet bilen gönüllere düştüğünüz; kırılan dallarınızdan nice dallar yeşerttiğiniz;yedi bucak kök saldığınız; yürüdüğünüz menzillere tezce vardığınız; boyunuz boyluca, soyunuz soyluca; haneniz şen; ömrünüz hayırlı, bereketli ve uzun olur.

Sağlıcakla kalın, varolun ey ehl-i dünya. Sağlıcakla…

Yazı kategorisi: Güncel, OKU, İnsan

SANCI

“Gör ki neler geldi o garip başa.”

Burası dünya. Daha önce konuşmuştuk ya Yolum Uzun yazımda. Burası dünya. Ve her şey zottı ile anlam buluyor burada. İnsanız. Beşeriz. Aciziz. Şaşarız. Hastalık gelmeden sağlığın kıymetini anlamayız. Yaşlılık gelmeden gençliğin, vakit gelmeden zamanın. Her şeyi ziyan ederiz. Çünkü biz beşeriz. Çünkü insanız. Yaşamımız boyunca derin bir sancıdayız. Anlam sancısında. Her şeye bir anlam bulmanın kaygısında. Halbuki ne gerek var bu arayışa? Bu yorumalarımız niye? Doğum olduğunda seviniriz, ölüm olduğunda ağlarız. Neden? Emaneti teslim alan emanetçi, neden emanetini teslim edince üzülür insan? Kaygısı nedendir?

Niye midir? Çünkü bir şeyleri hakkı ile yapmamışızdır. Beyhude işlerle yorulmuştur gönlünüz. Kalp kırmış, ah almışızdır. Yanılmışızdır. Motiflermiz birbirine aykırı düşmüştürhayat defterinin yaprağında. Yapmam dediklerimizi yapmış, yutmam dediklerimizi yutmuş, dönmem dediğimiz sözden dönmüşüzdür. Gölgemiz boyumuzu, haddimiz hududu aşmış; heybemiz hatalarla dolmuş taşmıştır. Ömür elden gitmiş, geriye pişmanlık kalmıştır. Söylenmeyenler, yaşanmayanlar boğazımızda bir yumru olarak oturmuş kalmıştır.

Hepimizin muhayyilesi on numara bol yıldızlı çok güzel bir hayat. Hayat güzel olacakta, insanlr çabasız kör gönülleri ile mi kalacak bu dünyada. Bu akşam bir cümleye rastladım. Şöyle diyordu: “ insan ya acılarını unutmasını ya da kendi mezarını kazmasını bilmeli.” Eskilerin sözü ile de denk düşüyordu. Ya bu deveyi güdecektik, ya da bu diyardan gidecektik. Tercih tamamen bizimdi. Doğru mu olacaktık, eğri mi ?

Doğru mu olur einsan eğri mi bilemem ama, tek bildiğim bu yolu yürümesini bilmeli insan. Yürüdüğü yoldaki taşı bilmeli. Düştüğünde doğrulmalı. Umut etmeli nefesi var oldukça. Kırıp dökmemeli. Kırdığında tamir etmeli. Adım ettığı eşiği iyi seçmeli. Suçunuda sorumluluk yükünü de sahiplenmeli. Yara sarıp, yarasını sarmalayabilmeli. Kaseti başa sarmalı. Geçmiş olsun demekle yetinmemeli. Sabrını taşırmadan düğümlerini çözmeli. Çöp değil, tatlı hatıralar biriktirmeli takvim yapraklarında. Başı dimdik yürüdüğü yolda özüne sadık kalmalı.

Velhasılıkelam, özü olan toprak gibi olmalı insan. Bu dünyada ahı kalmadan, ömür aynasına kem bakıp kırmadan; zor günlerde susuz kalan toprak gibi kuruyup, taş gibi dirayetli olmalı. Güzellikle kavuşunca, suyla buluşan toprağın bereketinden feyz almalı. Sağlıcakla kalın, varolun ey ehl-i dünya. Sağlıcakla…🌿

Yazı kategorisi: Güncel

Motivasyon Problemleri ve Çözümler

Üç yaygın motivasyon sorunu görüyorum, Eğitim: Öğrenmek için yeterli motivasyonunuz yok; Kaygı; Öğrenmeye çok isteksizsiniz; Dikkatin dağılması: Sizi daha fazla motive eden başka şeyler var.

Yapacak çok şeyiniz varsa ancak bunu yapmak için kendinizi motive edemiyorsanız, sorun genellikle bu kategorilerden birine veya birkaçına girer. Eğitim sorununda Öğrenme dürtüsü olmadan başlamak zordur. Zayıf dürtüler aile üyelerinden, öğretmenlerden veya işverenlerden beklentileri içerebilir. Yapman gereken ama yapmak istemediğin şeyler. Mesela ödevler… Buradaki sorun, bu uyarıcıların genellikle onlardan kaçınarak karşılanabilmesidir. Anne babanı sakinleştirmek, iyi notlar almak için çok çalışmaktan çok daha kolaydır, bu yüzden sonunda elde ettiğin şey kayıtsızlıktır. Düşük not alırsın suçu başka şeylere atar çarpıtır ailenin gönlünü alırsın. Bu durumu tersine çevirebilirsiniz, ancak başlamak için zorlayıcı bir vizyona ihtiyacınız var. Kamu Personeli sınavı için atanıp düzenli iş ve maaş kazanmak gibi.

Anksiyete sorunları


Bazen öğrenme isteği duyarsınız ama yine de ertelersiniz. Niye? Ödüllerden mahrum kalmaktan ziyade ceza hakkında endişeleniyorsunuz. Korku, başarısızlık, olumsuz geri bildirim veya kötü performans gibi dönütlerle karşılaşmaktan kaynaklanabilir.

Neyse ki, kaygı hakkında biraz araştırma yaparsak, kendinizi sevmediğiniz şeylere maruz bırakırsanız ve kötü bir şey olmazsa, tepki azalma eğilimi gösteriyor. Yani ilk kez araba süren biri kaza yapma korkusuyla kaygı duyabilir. Aracı kaza yapmadan sürdükten sonra bu kaygı azalacak, zamanla kaybolacaktır. Biz buna psikolojide sönme diyoruz. Her çalışmaya, soruları tamamen yanlış anlayacağınızı düşünerek başlayın. İlk deneme testinizi başarısız olacağınızı düşünerek yapın.
İlk on tanesini unutmak amacıyla bilgi kartlarınızı açın. Bu sayede yordağınız yani tahmin edebildiğiniz sonuçla karşılaşınca fazla kaygı duymazsınız. Sınava çalışan bireyler ilk denemelerinde düşük alacağını, sonradan kendisini geliştirdikçe netleri yükselteceğini kendine kabullendirip çalışmalara başlarsa kötü deneme sonuçlarıyla ders çalışmaktan vazgeçmez, aksine daha iyisini yapacağını düşündüğü için kötü sonuçlar bireyi güdüler.

Dikkat dağınıklığı sorunları

Eğer ders çalışmaktan başka bir şey yapma isteğiniz varsa, dikkatiniz dağılır.
Bu, özellikle dikkat çalma mekanizmalarının her zamankinden daha güçlü olduğu mevcut ortamımızda geçerlidir yani konfor alanımızda. Ancak dikkat dağınıklığı her zaman kötü bir şey değildir. Bir kitabı sıkıcı göründüğü için bırakmak irade eksikliği değil, okunmamış kitaplarla dolu bir dünyada ilginç kitaplara bağlı kalmanız gerektiğini anlamaktır. Yeni hedef daha önemliyse, projeler arasında geçiş yapmak da yardımcı olabilir. At gözlüklerini çıkarıp başka yolların da olduğunu görmek, bunu kavramak bilişsel gelişimin üst basamağıdır. Maslow’un kendini gerçekleştirme basamağı gibi…
Çözüm, zihniniz için duvarlarla çevrili bir bahçe inşa etmektir. Bu zihinsel algoritmaların ne için kullanıldığını devre dışı bırakmadan kötü niyetli dikkat dağınıklığını önlemek için kurallar ve kısıtlamalar oluşturun. Örneğin,

Tüm dijital dikkat dağıtıcı şeyler için zaman sınırları veya fiziksel sınırlar belirleyin. Twitter’ı seviyorum ama sınırlamasaydım bütün gün orada olurdum. Telefonu sakla, twitter’ı sil gibi…
Her seferinde bir proje üretin ve onunla devam edin. Bir ay iyi bir zamandır çünkü işe bağlı kalmanın maliyeti fazladır. Bu maliyet manevidir yani sabırdır. Ancak kendinizi zorlayarak önemli ilerleme kaydedebilirsiniz.
Asla zirveden vazgeçme. Dikkat dağınıklığı ve kaygı karışabilir. Bir iş yapmanız gerektiğinde, başka bir şey yapma dürtüsü kolayca gelebilir. Dikkatinizi dağıtan unsurlar her zaman vardır. Yanlış sorular sorduğunuzda pes etmeme kuralını varsaymak, yanlış nedenlerle zaman kaybetmekten veya ilerlemenizin durmasından sizi alıkoyacaktır.

Tutkuyla Çalışmak için şu sorulara cevap bulmanız fayda sağlayacaktır,
Bugün öğrenmek için motivasyonunuza bakmanızı ve onu nasıl geliştirebileceğinizi görmenizi istiyorum:

Hafızanızı nasıl artırabilirsiniz? Mevcut öğrenme hedeflerinizi nasıl daha ilginç hale getirebilirsiniz? Anksiyete’yi nasıl azaltabilirsiniz? Kendiniz için belirlediğiniz hedefleri yeniden düzenleyerek yolu nasıl daha az acı verici hale getirebilirsiniz?
Oyalanmaktan kurtulmak için hangi adımları atabilirsiniz?


Yorumlarda fikirlerinizi belirtebilirsiniz. Beğendiğiniz içerikleri beğen butonundan beğenerek veya yorum yaparak bize hangi içerikleri üretmemiz konusunda yol gösterebilirsiniz.

  • Teacher/Öğrt. Mustafa BAHAR